Sen düğün günümüzden bir gece önce Baze'e gittin ve ve onu sevdiğini söyledin. | Open Subtitles | انتِ ذهبي لـ بيز في تلك الليلة التي تسبق زفافنا و قلتِ انّكِ تُحبينه |
- Ayrıca biz düşerken, havuzu temizlediğini söyledin ama orada değildin. | Open Subtitles | و قلتِ أنكِ كنت تنظفين حوض السباحة عندما وقعنا و لكن لم تكوني هناك |
Ve bize birbirinizi iyi tanımadığınızı söyledin. | Open Subtitles | و قلتِ لنا بأنكم لا تعرفيها حق المعرفة |
Onu öldürmenin çözüm olmadığını söylemiştin. Onu taşa çevirmenin ne farkı var? | Open Subtitles | و قلتِ أنّ قتلها ليس الحلّ فكيف يختلف الأمر بتحويلها إلى حجر؟ |
Ama sen kollarına alıp benimle sonsuza dek ilgileneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | و لكنكِ حملتيني على ذراعك و قلتِ لي أنَّكِ ستعتنين بي للأبد |
Ve sen bildiğini söyledin. | Open Subtitles | إن كنتِ على دراية ... "بالقوانين و قلتِ "نعم |
bu benim doğum günüm ne yapmak istersem onu yapabileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | إنه عيد ميلادي و قلتِ أنه بإمكاني فعل ما أريد |
Hep yanımda olacağını söylemiştin! | Open Subtitles | و قلتِ أنكِ ستكونين دائماً بالجوار |
Victor'ı gördüğün anda anladığını söylemiştin. | Open Subtitles | رأيتِ (فيكتور) و قلتِ لي أنك تعرفين |