Dediler ki; Jüpiter gibi nesneler, yıldızın ışığında böyle bir düşüş gerçekleştirebilir. Ayrıca büyük olduğunu söylüyorlardı. | TED | قالوا أن جسما مثل كوكب المشتري سيُحدث انخفاضاً مثل هذا في ضوء النجم، و كانوا يقولون أيضا أن الجسم هائل الحجم. |
"Oğlumuza iyi bak." gibi şeyler söylüyorlardı. | Open Subtitles | و كانوا يتحدثون هكذا " من فضلكِ اعتني بـ أبننا جيداً |
Ya bu bir tuzaksa ve onun hainliğini kanıtlamak istiyorlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان فخاً, و كانوا ينتظرون إثباتاً لخيانته فحسب؟ |
Ya bu bir tuzaksa ve onun hainliğini kanıtlamak istiyorlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان فخاً و كانوا ينتظرون إثباتاً لخيانته فحسب؟ |
Burada bir şey var John ve onlar da bunu biliyordu. | Open Subtitles | يوجد شئ هنا "يا "جون و كانوا يعلمون به هل تسمعني؟ |
Sürekli yabancı insanlarla tanışıyordum, ve onlar da benimle dalga geçiyorlardı... | Open Subtitles | ...لقد كنا ننتقل كثيرا و كانوا يستهزئون بي |
İşaretlere uymayan motoru takip eden polisler, hareket etmeyen sürücünün uyarılara da karşılık vermemesi üzerine durumdan şüphelendi. | Open Subtitles | حاول شرطيا دوريه ايقافه و بما أنه لم يبدي أي تفاعل قاموا باللحاق به و كانوا يقودون بجانبه |
İşaretlere uymayan motoru takip eden polisler, hareket etmeyen sürücünün uyarılara da karşılık vermemesi üzerine durumdan şüphelendi. | Open Subtitles | حاول شرطيا دوريه ايقافه و بما أنه لم يبدي أي تفاعل قاموا باللحاق به و كانوا يقودون بجانبه |
Ayrıca asimetrik göründüğünü söylüyorlardı, düzgün yerine Jüpiter’de gördüğümüz U şekilli çökme anlamında. Jüpiter sol tarafta gördüğünüz garip bir eğime sahipti. | TED | و كانوا يقولون أن شكل الجسم عديم التناسق. بمعنى، بدلاً من رؤيتنا انحدارا متناسقاً على شكل U كما هو الحال مع كوكب المشتري، كان لديه انحدار عجيب يمكنكم رؤيته على الجانب الأيسر. |
Bunlar benim 1999 ve 2000 yılları arasındaki düşüncelerimdi, ve arkadaşlarım benim gerçekten depresyona girdiğimi, ve benden endişe duyduklarını söylüyorlardı. | TED | هذه هي نوع الافكار التي راودتني خلال 1999 و 2000 ، و قد أخبرني أصدقائي أنني أبدو مرهق , و كانوا فعلا قلقين على أحوالي . |
Onun burada olduğunu biliyorlardı, ve onun için geliyorlardı. | Open Subtitles | علموا أنـّه كان هنا ، و كانوا آتين لأجله. |
Görevin devri yaklaşıyordu ve onun peşine düşmüşlerdi ben de ondan vazgeçtim. | Open Subtitles | اقترب موعد التسليم و كانوا يراقبونه، لذا سلّمته لهم... |
McDeere'ları sorgulamak için götürdüğüme dair kağıt imzaladım ve onlar da beni etkisiz hâle getirdiler. | Open Subtitles | لقد سجلت خروج الأخوان "مكدير" لاستخلاص المعلومات و كانوا أكثر قوةً منّى. |