Mesoamerika'da (orta Meksika ile orta Amerika arası), beyin cerrahisi yapılmaktaydı ve orada hastalarını tedavi eden beyin cerrahları vardı. | TED | في أمريكا الوسطى، لقد كان هناك جراحة أعصاب و كان هناك جراحي أعصاب يداوون المرضى |
Buzun içine doğru baktığımı hatırlıyorum ve orada büyük beyaz buz kütleleri vardi, ve su tamamiyle siyahtı. | TED | و اتذكر النظر الى الجليد و كان هناك قطع كبيرة من الجليد الابيض، و كان الماء كله اسود. |
Birisi vardı ve...orada kimseyi istemiyordum. | Open Subtitles | و كان هناك شخص و إننى لم أكن أريد شخصاً هناك |
Orada bir ayna vardı ve etrafında yüzlerce isim yazılıydı. | Open Subtitles | و كان هناك مرآة، و كانت حولها مئاتُ الأسماء المكتوبة |
Biliyorsunuz, ben şehirde büyüdüm. 56 yıl önce ben okula ilk başladığımda, orada başarısız öğrenciler vardı. Ve o okullar bugün, hâlen berbat durumda. 56 yıl sonrasında.. | TED | لقد ترعرعت وسط المدينة، و كان هناك أطفال يفشلون في المدارس 56 سنة مضت عندما كنت أذهب إلى المدرسة، و لازالت هذه المدارس رديئة، بعد 56 عاما. |
Ve kocaman iri yarı şu şişman adam vardı ve o da onu yemek istedi. | Open Subtitles | و كان هناك شخص بدين و ضخما .. .. أراد أن يأكله |
Ve 12 saat sonra,otobüsten indim ve orada duran yaşlı bir balıkçıya? | Open Subtitles | وبعد 12 ساعةِ نَزلتُ من الحافلةِ و كان هناك صيّادُ سمك عجوز يقف هناك وأنا قُلتُ |
Ve tepe günlerce yağan yağmurdan çamur içindeydi ve orada yolda bir çok Alman askeri vardı. | Open Subtitles | و قد مشى تحت المطر و قطع الطريق و كان هناك الكثير من الجنود الألمان, و لم تكن لدينا أي فكرة |
Aramaya devam ettim, Mountain Home'un uzak köşelerine baktım ve orada küçük bir karavan parkı buldum. | TED | استمريت بالبحث، و بحثت في أقصى مدينة "ماونتن هوم"، و كان هناك موقف مقطورات صغير، |
Temizlemek için yerinden oynattık ve orada gördük. | Open Subtitles | نقلنا المكتب للتنظيف و كان هناك |
Ve, ve yukarı bakıyordum ve orada başka biri daha vardı. | Open Subtitles | كنتُ أنظر لأعلى و كان هناك شخصٌ آخر |
Bir başka gün, çiçek kaplı bir tepedeydim, ve orada saçları örgülü, çok güzel bir kız vardı... | Open Subtitles | كان هناك وقت آخر ، رغم ذلك، ان كنت يهرول في التلال التي كانت مغطاة الزهور ، و كان هناك فتاة جميلة، و مثل 15 ، مع أسلاك التوصيل المصنوعة . |
Sam orada... dizleri üzerinde önümdeydi, ve orada ... | Open Subtitles | كان هناك " سام " .. على ركبتيه .... بالقرب مني , و كان هناك هذة الـ |
Her neyse, şu şeye girdik... sığınak ya da mağara gibi olan yere ve... her yerde insanlar vardı ve hepsi ölmüştü, biri hariç, iki dakika önce beni öldürmeye çalışan biri. | Open Subtitles | , على أيّ حال , ذهبنا إلى هناك إلى هذا المخبأ او الكهف , و كان هناك الكثير من الجثث |
Roku'nun bir ejderi vardı, ve ben çocukken de pek çok ejder vardı. | Open Subtitles | روكو لديه تنين و كان هناك الكثير من التنانين عندما كنت صغيراً |
Geçen yıl bir çalışma vardı ve aşı spreylerinin mekanik işleyişe bulaşmayacağını söylüyordu. | Open Subtitles | و كان هناك دراسة العام الماضي تقول أنه من الممكن أنه من الممكن للأمصال الطيّارة أن تلوّث أجزاء الآلات |
Trafik vardı ve o gün biraz geç kaldım. | Open Subtitles | و كان هناك زحمة سير وكنت بطيئاً قليلاً هذا اليوم تحديداً |
Ana tümörümüz tedavi ettiğimiz hayvanlarda küçülüyordu, dolaşımda azalan miktarda hücre vardı, ve uzak organlarda tümör miktarı çok azdı. | TED | الأورام الأولية كانت أصغر في الحيوانات المعالجة و كان هناك عدد أقل من الخلايا في الدورة الدموية وكان هناك تأثرٌ أقل للورم على الأعضاء البعيدة. |
Şarap da vardı ve... 15 yılımızda bunu bir tek o zaman yaptım. | Open Subtitles | و كان هناك ذلك الشراب و... كانت تلك هي المرة الوحيدة التي فعلت فيها هذا طيلة الـ15 سنة خاصتنا. |