Biliyorum ama evlenmek üzereydi ve böyle bir şey için çok genç. | Open Subtitles | أعرف ذلك و لكنّها على وشك الزواج و هي صغيرة على هذا |
Kızgın değil, canı yanıyor. ama sesi iyi geliyordu. Hafif soğuk. | Open Subtitles | إنّها ليست بغاضبه، إنّها تتألّم، و لكنّها بَدَت بأنّها بخير، بعيده |
Onlara haber vermesi gerektiğini söylemiştim ama beni dinlemedi. | Open Subtitles | لقد نصحتها بأن تخبرهم و لكنّها لم تستمع إلي |
Tamam, biraz alık bir kız ama yalan söylemiyor! | Open Subtitles | حسناً، أعترف بأنّها مشتتة الذهن، و لكنّها ليست كاذبة |
Annem bizi sirke götüreceğini söylemişti. ama sonra fikrini değiştirdi. | Open Subtitles | أمي، كانت ستأخذنا إلى السيرك و لكنّها غيرت رأيها |
En iyisi değil ama çalışırken bunu kullanacağını düşündüm. | Open Subtitles | انه ليس أفضل ما تحصل عليه، لاتستطيع أن تصور بها أى صورة و لكنّها جيّدة جدا ، فكّرت أنه يمكن أن تستعملها أثناء تعمل |
Ölenin arkasından konuşmuş olmak istemem ama maktul çok içerdi. | Open Subtitles | لا أحب أن أتكلّم عن الموتى و لكنّها كانت مدمنة بشكل كبير |
Onu aradılar ama adını değiştirmişti ve ebediyen ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | لقد بحثوا عنها و لكنّها كانت قد غيّرت إسمها و اختفت منذ فترةٍ طويلة |
ama bir türlü çalışmadı. Neden çalışmadı biliyor musunuz? | Open Subtitles | .و لكنّها لم تكن تعمل و هل تعلمُ لماذا لم تكن تعمل؟ |
tam bununla karşılaştırmıyorum ama, her zaman hatırlanacak bir andı, | Open Subtitles | ليسَ بالحقيقة لأقارنَ هذا بذاك, و لكنّها إحدى اللحظات التي دائماً تتذكرها, |
Kötü göründüğünü biliyorum, ama normal işlerinize devam etmenizi istiyor. | Open Subtitles | أعلم أنّه أمرٌ سيئ ، و لكنّها تُريدكم أن تواصلوا المُضي في أعمالكم الطبيعيّة |
ama tüm hikâye bu değil, değil mi? | Open Subtitles | و لكنّها ليستْ القصّة بأكملها أليستْ كذلك ؟ |
- ama alt tarafı bir taş, atmosferde yanıyor. | Open Subtitles | و لكنّها مجرد صخرة تحترق في الغلاف الجوّي |
Benimle buraya gelememesine çok üzüldü ama senin yaşadığını her daim düşündü. | Open Subtitles | فطر قلبها كونها لمْ تتمكن من النزول إلى هنا معي و لكنّها لمْ تكفّ مطلقاً عن الإعتقاد بأنّكم احياء |
Yalnız gitmemesini söyledik ama dinlemedi. | Open Subtitles | حذّرناها من الخروج بمفردها و لكنّها لمْ تصغي |
Eve girmek konusunda pek emin değildim, ama anneniz ısrar etti. | Open Subtitles | لمْ أكُ مرتاحاً لإستعمالها و لكنّها أصرّت |
Sam, ölüyordu ve ben bazı kelimeler sarf etmeye başladım ama bir büyü bile değildi ve onu hayata döndürdü. | Open Subtitles | سام ، كان يحتضر و أنا بدأتُ بقول بعض الكلمات و لكنّها لم تكنْ حتى تعويذة و لكنّها أعادت إنتعاشه و إحياءه |
O güçlü bir kadın ama gereğinden fazla tepki verebiliyor bazen. | Open Subtitles | إنّها إمرأةٌ قوية, و لكنّها قدْ تحرق المنزل لتنظيف الموقد |
- ...ama iyilik yapıp size bakabilir. | Open Subtitles | و لكنّها ستقوم بعمل إستثناء كـ معروف يمكنني أن أجري إتصالا |
Ayrıntıları bilmiyor olabilir ama ondan önemli bir şey sakladığımızın farkında. | Open Subtitles | ربما لا تعرف التفاصيل و لكنّها تعلم أننا نخبئ عنها شيئا ما |