Konuşan bir ayıcık olmadığımı biliyorum ama en azından bana sahip olmak için büyülü bir dilek dilemene gerek yok. | Open Subtitles | .. أعرف أني لست دبدبوب ناطق و لكن و لكن على الأقل ليس عليك أن تتمنى أمنية سحرية لتحصل علي |
ama en azından umutluyum ki bu savaşta kör gibi olmayan daha iyi tıbbi görüntüleme teknikleri ile savaşabiliriz. | TED | و لكن على الأقل أنا متفائل بأنه يمكننا أن نحارب في هذه المعركة بتقنيات أفضل للتصوير الطبي بطريقة لا نكون فيها عميانا. |
ama en azından en sevdiğin hayır kurumuna bağış yapayım. | Open Subtitles | و لكن على الأقل دعني أقوم بالتبرع إلى أفضل جمعية خيرية تحبها |
ama en azından birlikte hareket ettik. Eskiden olduğu gibi. | Open Subtitles | و لكن على الأقل عملنا كلنا سويا، هذا مثل الأيام الخوالى |
Dişlere dair tam bir bilgi edinemeyiz ama en azından bir fikir verir | Open Subtitles | لن نحصل على انطباع كامل يتعلق بالأسنان و لكن على الأقل سنحصل على شيء ما |
ama en azından beş dakika bekleyip onunla konuşsan ve onu eve götürsen. | Open Subtitles | و لكن على الأقل انتظر خمسة دقائق و تحدث إليها ثم خذها للمنزل لا أستطيع فعل ذلك |
Tamam,ama en azından seni arabana kadar götürmeme izin ver. | Open Subtitles | حسنا، و لكن على الأقل دعنى أعيدك لسيارتك. |
Aklımdaki entelektüellik bu değildi ama en azından kızlar. | Open Subtitles | لسن بالرقي الذي رسمته في مخيلتي و لكن على الأقل أنهن إناث |
Bak, daha önce kendimizi berbat hissediyorduk ama en azından hep beraber berbat hissediyorduk. | Open Subtitles | كنا جميعاً نشعر بالسوء قبل قليل و لكن على الأقل كنا نشعر بذلك معاً |
Bakın, ben Brian'ı hepinizden daha fazla özledim ama en azından kimse bizi berbat PBS belgeselleri izlemeye zorlamıyor. | Open Subtitles | أسمعوا , أنا أشتاق لبرايان أكثر من أي أحد منكم. و لكن على الأقل لا أحد يجبرنا. على مشاهدة الأفلام الوثائقية. |
Küçük harfler var ama en azından ırkçı değil. | Open Subtitles | إنه أحرف صغيرة، و لكن على الأقل هو ليس عنصري. |
Tamam doğru olduğunu düşündüğünü yapıyorsun ama en azından kendini kötü hissetsen bari. | Open Subtitles | فهمت ذلك ، كان عليكِ أن تفعلي ما هو صواب و لكن على الأقل يمكنك أن تشعري بالسوء بشأن ذلك |
Hapse girerdim ama en azından annemi görebilirdim, kardeşlerimi. | Open Subtitles | أذهب للسجن ، و لكن على الأقل سأرى أمي ثانية. إخوتي. |
Dısarda yaptıgım is bundan iyi degildi... ama en azından her gece eve gidip... o kokunun yanında uzanabiliyordum, adamım. | Open Subtitles | العمل الذي كنت اؤديه بالخارج . لم يكن أفضل من هذا .. و لكن على الأقل ... |
Angelus rahatlatıcı bir arkadaş olmayabilir ama en azından dürüst. | Open Subtitles | (أنجلوس) ربما لا يُريح و لكن على الأقل هو صادق |
Hayır, ama en azından o yeri ziyaret etmek istediği bir yer yapamaz mısın? | Open Subtitles | لا , و لكن على الأقل لم يكن ...بإمكانك جعله مكان حيث يريد زيارتنا؟ |
Asla bilemezsin. ama en azından yanıt verdi. | Open Subtitles | لاتعلم أبداً و لكن على الأقل أجابت |
Asla bilemezsin. ama en azından yanıt verdi. | Open Subtitles | لاتعلم أبداً و لكن على الأقل أجابت |
Alzheimer'ın korkunç bir hastalık olduğunu biliyorum ama Mel ama en azından pişmanlıklarıyla yaşamak zorunda değil. | Open Subtitles | أعرف أن ال (ألزاهايمر) هو مرض رهيب و لكن على الأقل ، فإن (ميل) لن يعيش مع ندمه على نفسه |
Hemen karar vermen gerekmiyor, ama en azından Peter'la konuş. | Open Subtitles | حسنٌ ، ليس عليك أن تتخذي قرارك الآن و لكن على الأقل تحدثي لـ(بيتر) |