Morgan, Bufford hakkında konuşmak bile istemiyor. | Open Subtitles | مورغان يأبى الكلام حتى عن بافورد لم يقبل؟ |
Hamakta sallanmak istemiyor. - Herhangi birşey çekmekte istemiyor. | Open Subtitles | يأبى مبارحة أرجوحته الشبكيّة، ويأبى الشعور بأيّ شيء. |
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım Diggle, geçmişim gömülü bir şekilde kalmak istemiyor. | Open Subtitles | مهما حاولت بكدٍّ أن أطمر ماضيّي، فإنّه يأبى أن يظلّ دفينًا. |
Yanında oturan takım elbiseli, garip saç kesimli bir türlü susmak bilmeyen adam da kimdi? | Open Subtitles | ومن كان ذلك الرجل صاحب الحلّة وقصّة الشعر الجالس إزاءك والذي يأبى السكوت؟ |
Seçmeye katılmama bile izin vermiyor. Görüntüleri izlediğini kim biliyor? | Open Subtitles | إنه يأبى حتى أن أختبر من يدري إن شاهد اللقطات! |
Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. | Open Subtitles | المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل |
Sen ne diyorsun? Cenazeye gitmek istemiyorsa neden gitsin ki? | Open Subtitles | طالما يأبى حضور الجنازة، فلمَ عساه يحضرها؟ |
Bu sadece evliliklerinin bittiğini kabullenmek istemeyen başka bir İrlandalı Katolik çift. | Open Subtitles | هذا مجرّد ثنائي إيرلندي كاثوليكي يأبى الإعتراف للعالم بأن زواجهما قد انتهى |
Herkesin, özel olmalarından dolayı başkalarının el sürmesine izin vermeyecekleri bir şeyleri vardır. | Open Subtitles | لدى الجميع شيئاً يأبى أن يلمسه الآخرين بسبب طبيعتهم العميقة |
Görünüşe göre evren benim vampir kanıyla iyileşmemi istemiyor. | Open Subtitles | واضح أنّ الكون يأبى أن أُعالج بدماء مصّاصي الدماء. |
Bu da bulunmak istemiyor demektir neden vazgeçmiyorsun? | Open Subtitles | أظنّه بهذا يأبى أن يتم إيجاده، فلمَ لا تنسى أمره وحسب؟ |
Sevgili konut kurul üyemiz senin uzman tanığın olarak tanıklık etmek istemiyor. | Open Subtitles | مفوّض إيوائنا الوسيم يأبى الشهادة بصفته شاهدك الخبير. |
Gitmiş işte. Bir not da bırakmamış. Belli ki bulunmak istemiyor. | Open Subtitles | غادر، ولم يترك ملاحظة، جليًا أنه يأبى أن يتم إيجاده. |
Gitmiş işte. Bir not da bırakmamış. Belli ki bulunmak istemiyor. | Open Subtitles | غادر، ولم يترك ملاحظة، جليًا أنه يأبى أن يتم إيجاده. |
Gözüm görebiliyor ama beynim gözümün gösterdiğini görmek istemiyor mu diyosun? | Open Subtitles | أتقصد أن عيني ترى لكن عقلي يأبى النظر على ما تغذيه به عيني؟ |
Ölüm kalım meselesi bile olsa bir cümle yazamıyorum ve bir türlü kesilmeyen inanılmaz bir baş ağrım var. | Open Subtitles | لا أستطيع كتابة جملة لأنقذ حياتي ...و أنا أعاني مِن هذا الصداع الذي يأبى أن يزول |
Bu adam ise istediğimi bir türlü vermiyordu. Senin gibi. | Open Subtitles | فإذا بذلك الرجل يأبى إعطائي مرادي مثلك. |
- Bunu bitirmek istiyorum ama o izin vermiyor. | Open Subtitles | أريد لهذا أن ينتهي، ولكنه يأبى السماح لي. |
Ev sahibim, o Ermeni götveren depozitomu geri vermiyor. | Open Subtitles | صاحب ملكيّتي، الرجل الأرميني اللعين يأبى إعادة رهني إليّ سبعة آلاف! |
Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. | Open Subtitles | المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل |
Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. | Open Subtitles | المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل |
- Ve eğer Turnbull meyhanesinin yanmasını istemiyorsa odasından çıkıp söndürmesi gerekecek. | Open Subtitles | طالما (ترينبول) يأبى احتراق حانته، فسيضطر للخروج من مكتبه وإنقاذها. |
Benimle telefonda konuşmak istemeyen bir kaynakla buluşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا في طريقي لمقابلة المصدر الذي يأبى التحدث عن طريق الهاتف فضيحة في كوهاج .. |
Herkesin, özel olmalarından dolayı başkalarının el sürmesine izin vermeyecekleri bir şeyleri vardır. | Open Subtitles | لدى الجميع شيئاً يأبى أن يلمسه الآخرين بسبب طبيعتهم العميقة |