| Beni kır evine götürmek istemişti, şu şehrin dışında olan. | Open Subtitles | كان يريد أن يأخذني إلى بيتهم الصغير خارج المدينة |
| Baban beni gördüğü anda beni doğruca polise götürmek isteyecektir. | Open Subtitles | ،بمجرد أن يراني والدك سيرغب في أن يأخذني إلى الشرطة مباشرةً |
| Ayini tamamlamak için beni Hamunaptra'ya götürecek. | Open Subtitles | عليه أن يأخذني إلى هامونابترا لإداء الطقوس. |
| Kesinlikle. Gömleklerini de ütüleyecek, beni sinemaya da götürecek. | Open Subtitles | بالضبط, دعيه يكوي قمصانه و يأخذني إلى السينما |
| Bir yere götürdü. Sonra ışığım çalıştı. | Open Subtitles | كان يأخذني إلى مكانٍ ما ومن ثم عاد ضوء المصباح... |
| Bu Büyücü beni eve götürebilir mi? | Open Subtitles | هل يستطيع هذا الساحر أن يأخذني إلى المنزل ؟ |
| Rahmetlik, çocukluk zamanımda beni alır Toroslar'a götürür. | Open Subtitles | اعتاد أن يأخذني إلى جبال طوروس عندما كنت طفلا. |
| Rüyalarıma, sadece hikâyelerimden birini satın almakla kalmayacak olan Cosmo editörüne götürüyor. | Open Subtitles | هو يأخذني إلى مستقبلي ليحقق أحلامي و لن تقوم مديرة كوزموا بشراء واحدة من قصصي |
| Ve şimdi sunucunun beni sigortaya doğru götürmesini rica ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أطلب الآن من المعلق أن يأخذني إلى كابل الكهرباء |
| Beni bu gece tiyatroya götürmek ve yanımda senin için de bir kız arkadaş getirmemi istiyor | Open Subtitles | يُريد ان يأخذني إلى المسرح الليلة ويريدُ مني ان اُحضر فتاةً اُخرى من أجلك |
| Beni hep Graceland'e götürmek isterdi ama bir türlü fırsatımız olmadı. | Open Subtitles | أراد دائما أن يأخذني إلى جريس لاند. . لكننا لم نفعلها . |
| Beni kulübesine götürmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه يُريد إن يأخذني إلى كوخه. |
| Beni eve götürecek ve gerçek aşk öpücüğünü paylaşacağız. | Open Subtitles | و يأخذني إلى المنزل و حينها نحن الإثنان سنستطيع أن نتشارك قبلة الحب الحقيقية |
| Saat 7'de beni alacak ve bir yere götürecek. | Open Subtitles | سيُعدي علي في السابعة؟ و يأخذني إلى مكان ما |
| Üzgünüm Chris ama bu hafta sonu Quagmire beni Kanada'daki bir striptiz kulübüne götürecek. | Open Subtitles | , آسف , كريس , لكن عطلة نهاية هذا الأسبوع كواغماير يأخذني إلى نادي تعري كندي |
| Beni paçozluktan kurtacağını sandığım gay arkadaşın bunun yerine, beni alışveriş merkezindeki tavukçuya götürdü. | Open Subtitles | من "متوحدة" إلى "رائعة" بدلاً من أن يأخذني إلى صالة طعام في مركز التسوق |
| Bunun yerine beni Hamburger Cenneti'ne ve bir aptalın evine götürdü. | Open Subtitles | بدلا من ذلك يأخذني إلى (هامبرغر هافن) وشقة أحد المغفلين |
| İkinizden biri beni oraya götürebilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن واحد منكم أن يأخذني إلى هناك ؟ |
| Biri beni hastaneye götürebilir mi? | Open Subtitles | شخص ما يمكن أن يأخذني إلى المستشفى؟ |
| Beni restorana götürür, bir sise sarap alir... | Open Subtitles | يأخذني إلى مطعم لطيف، ويبتاع لي زجاجة نبيذ. |
| Mesele şu, bu iblis beni acayip yerlere götürüyor. | Open Subtitles | مقصدي، أن هذا الشيطان يأخذني إلى بعض الأماكن الجميلة الغريبة |
| Hayır, ama beni bir siyah yerleşimine götürmesini uygun gördüm. | Open Subtitles | كلا، ولكني دعته يأخذني إلى بلدة السود سوف يرشدني |