Evli olduğumuz onca yıl boyunca senin bu şekilde hissettiğini bilmediğimi fark etmek bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني أن أكتشف أنني كنت متزوجاً لك كل تلك الفترة و بأنني لم أعلم أن هذه مشاعرك |
Richard, bunu kabul etmek bana acı veriyor ama sana borçluyum. | Open Subtitles | ريتشاد، يؤلمني أن اعترف بذلك، لكنني مدينة لك |
Canını yakmak, bana acı veriyor ama iyi kadın, mütevazı kadındır. | Open Subtitles | يؤلمني أن أؤذيكِ، لكن الامرأة الطيبة تكون امرأة متواضعة. |
Bunu itiraf etmek çok acı verse de ben bile kendimi "Yağ Tulumu" ve "Koca Kafa"nın dostluğunu özlerken buluyorum. | Open Subtitles | يؤلمني أن اعترف بذلك لكن أجد نفسي مشتاق لصحبة سطل شحم الخنزير وذي الرأس الكبير |
Ama seni böyle görmek beni üzüyor. | Open Subtitles | ولكنه يؤلمني أن أراك هكذا و يجب أن تفكر في المستقبل |
Kabul etmek içimi acıtıyor ama benimle ters ters konuşmandan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | يؤلمني أن أعترف بذلك ولكني أستمتع بردودك السريعة الفظة |
Canını yakmak, bana acı veriyor ama iyi kadın, mütevazı kadındır. | Open Subtitles | يؤلمني أن أؤذيكِ، لكن الامرأة الطيبة تكون امرأة متواضعة. |
Mezuniyet balosuna davet edilmeyeceğini veya normal ölçüde kıyafetler giyemeyeceğini düşünmek bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني أن أتخيل أن لا احد يدعوك ...الى حفل التخرج أو أنك لن تتمكني أن ترتدي المقاسات العادية |
Başkalarının senin şanını çaldığını görmek bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني أن أرى الآخرين يهتفون بما هو لك |
Bunu söylemek her ne kadar bana acı veriyor olsa da, posta servisini olduğundan fazla abartmış olabilirim kafamda. | Open Subtitles | ....... بقدر ما يؤلمني أن أقول هذا ربما اعتبرت أن البريد أن يكون شئ ليس كذلك |
Tüm olayın utanç verici bir sahtekarlık olduğunu söylemek bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني أن أقول أن الحادث بأكمله كان غش |
Sizi güçlendirmeyi kabul edeceğim ve batmış borçlu sürüleri olarak hissemizi söylemek bana acı veriyor. | Open Subtitles | ...كهديّة لصناعتك، سأمنحك ...لتدعيم و الآن يؤلمني أن أقول لك |
Joxer... sana bunu söylemek bana acı veriyor. Bütün gün boyunca -kalbini söküp çıkartmakla- ilgili fantazi kurdum! | Open Subtitles | (جوكسر)، يؤلمني أن أخبرك أنه طوال هذا اليوم كنت أحلم بانتزاع قلبك |
Bu haberi naklediyor olmak bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني أن أقوم بإخباركِ ذلك |
Bunu söylemek çok acı verse de tek umudumuz sizsiniz. | Open Subtitles | وبقدر ما يؤلمني أن أعترف أنت أملنا الوحيد! |
Bana bunu söylemek acı verse de "seçilmiş olan"dan yardım almamız gerekiyor. | Open Subtitles | حَسناً، قد ما يؤلمني أن أقول، نحن بحاجة لمساعدة من "شخص واحد " |
Sana bunu söylemek beni üzüyor ama sana gülüyorlar. | Open Subtitles | يؤلمني أن أخبرك بذلك ولكنّهم يضحكون عليكِ |
seni böyle görmek beni üzüyor, Jasmine. | Open Subtitles | يؤلمني أن أراك تنخفضين ."إلى هذا المستوى، "ياسمين |
- Ona ihanet etmek içimi yiyor ama görüşüme göre, başka bir şansım yok. | Open Subtitles | و يؤلمني أن أخونه, لكن, من وجودي هنا, ليس لدي خيار آخر, |
- Onu o halde görmek içimi acıtıyor. | Open Subtitles | يؤلمني أن أرى رجلا في . نهاية المطاف مثل هذا |