Ölüm çok korkutucudur. Ölüme karşı koyabilecek birinin olduğuna inanmak istiyorlar. | Open Subtitles | وهم فقط يريدون أن يؤمنوا أن هناك شخص ما يمكنه تحديه |
Ve daha çok inanmak için... her nesnenin bir görüntüsünü yarattılar. | Open Subtitles | ولكي يؤمنوا أكثر فقد كونوا صورة بأذهانهم عن كل شئ |
Herkes aşka inanmak ister. Aşk satıyor. | Open Subtitles | جميع الناس يريدون أن يؤمنوا بالحب إنه مهم في التسويق |
Biz taşralı Güneyliler demokrasiye inanacak kadar enayiyiz. | Open Subtitles | مزارعوا القطن القدماء لازالوا أغبياء كي يؤمنوا بالديموقراطية |
Gözlerine baktıklarında sana inanmalılar. | Open Subtitles | عندما ينظروا في عينيك.. يجب أن يؤمنوا.. |
Müziğime inanmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لم يؤمنوا بموسيقاي |
Bu gece, bu adamlar altara öyle bir çekilmiştiler ki, kışın soğuğunda bir ateşti onlar için inanmayanlar bile ısınmak için oradaydı. | Open Subtitles | الليلة هؤلاء الرجال انجذبوا للمذبح كما تكون النيران فى منتصف الشتاء حتى هؤلاء الذين لم يؤمنوا جاءوا ليدفئوا أنفسهم |
Yeni ismi olan yeni bir şirketiz. Müşterilerimizin inanabileceği bir şirket. | Open Subtitles | أحنا دلوقتى شركة جديدة بأسم جديد شركة عملائنا ممكن يؤمنوا بيها |
- Birkaçı. Çoğunu savaş yetim bıraktı. Ya da inanmadıkları savaştan kaçtılar. | Open Subtitles | البعض صاروا أيتام من الحرب، أو هربوا من شيء لم يؤمنوا به |
Kim olduklarına aldırmadan, zaferin mümkün olduğuna inanmak isterler. | Open Subtitles | لا يهم من هم أرادوا أن يؤمنوا أن النصر ممكن |
Tanrı'nın dünyayı yedi günde yarattığına inanmak istediler insanın, maymundan geldiğine değil. | Open Subtitles | يريدون أنْ يؤمنوا بأنّ الله خلق العالم في سـبعة أيام، ولم يتطور الإنسان من القرود. |
Keçi'nin gerçek olduğuna ve bütün bunları hoş görmeyeceğine inanmak. | Open Subtitles | كي يؤمنوا أن الماعز حقيقي، ولنيتساهلفي هذا.. |
İnsanlar gerçekleri istemiyor, inanmak istiyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يريدون الحقائق يريدون أن يؤمنوا |
Galiba ikimiz de, insanların inanmak istedikleri şeylere inanmak istediklerinde hem fikiriz Gizli Dosyalar'ın sloganına gönderme yaparsak. | Open Subtitles | يريدون أن يؤمنوا و سأقتبس من The X-Files |
Ve bu trajedinin geçici olduğuna inanmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يؤمنوا أن الحزنمؤقتٌفقط. |
Oradaki insanların inanacak bir şeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | أولئك الناس بحاجة لشيء يؤمنوا به. |
Hepsi inanacak bir şey bulmaya aç. | Open Subtitles | إنهم جوعى أيضاً لشيء يؤمنوا به. |
Gözlerine baktıklarında sana inanmalılar. | Open Subtitles | عندما ينظروا في عينيك.. يجب أن يؤمنوا.. |
İnsanlar bir şeye inanmalılar. | Open Subtitles | على الناس أن يؤمنوا بشئ |
Onlar artık bize inanmıyorlar. | Open Subtitles | لم يعودوا يؤمنوا بوجودي |
Onlar artık bize inanmıyorlar. | Open Subtitles | لم يعودوا يؤمنوا بوجودي |
Bu adamlar, kendilerine inanmayanlar insanlar için hayatlarını verdiler. | Open Subtitles | - هؤلاء الرجال، الذين قدموا حياتهم لأناس لم يؤمنوا بهم |
Dünyanın inanabileceği bir kahraman ihtiyacı var. | Open Subtitles | العالم بحاجة لبطل يستَطيعون أن يؤمنوا به |
Peki inanmadıkları bişeye nasıl dikkatlerini çekersin... | Open Subtitles | فكيف ستروضهم بأدب تقليدي لو لم يؤمنوا |
Yaptığı şeye inanmaları için, insanların onun yanında olduğunu hissetmeleri gerektiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | عرف أن الناس يجب أن تشعر أنه معهم لكي يؤمنوا بما يفعل |