ويكيبيديا

    "يائسه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çaresiz
        
    • umutsuz
        
    • çaresizce
        
    • çaresizim
        
    • ümitsiz
        
    • çareleri
        
    Donanma beni üniforma içine sokacak kadar çaresiz olabilir ama... komutama bir gemi verecek kadar salak değil. Open Subtitles البحريه كانت يائسه جدا و هى تختارنى لكن ليس بالحماقه الكافيه ليدعونى أقوم بالإبحار بنفسى
    Bir şeyler peşinde koşan bizlere sahipsiniz ama sonunda bizleri sadece çaresiz yapıyorsunuz. Open Subtitles حصلتي علينا جميعا في كل مكان تطاردين شيئا ليجعلك يائسه بالنهايه
    Alman tanklarinin amansiz ilerleyisini durdurmaya çalisirken Ruslar umutsuz araçlar kullanmaya baslar: köpekler. Open Subtitles لمحاوله ايقاف التقدم الدائم للدبابات الالمانيه بدأ الروس بأتباع وسائل يائسه ... الكلاب
    umutsuz bir kadın.. Dublin'e gidip, hayatının en önemli kararını açıklayacak Open Subtitles المرأه يائسه للذهاب لدبلن وتتخذ أصعب قرارات حياتها
    Bense evime gittiğimde çaresizce, birileriyle dürüst olabileceğim bir anı arıyorum. Open Subtitles بينما أذهب الى المنزل وأنا سعيده ولكنى يائسه من الداخل
    Genelde bunu yapmam, ama çaresizim. Acaba... Open Subtitles مرحباً تشارلي، أَنا جوليا , ليس من عادتي فعل ذلك لكن أنا يائسه
    Bazıları ümitsiz bulabilir ama umarım senin hoşuna gider. Open Subtitles البعض قد يقولون أني يائسه ولكني آمل أن تراني لطيفه هذا ليس الوقت المناسب
    Yardımıma ihtiyacı olan çaresiz bir piliç bulmak... o kadar da zor olmadı. Open Subtitles انه ليس من الصعب ان تجد بنت يائسه احتاجت مساعدتي
    Bu özel bir durum olsa gerek, anlıyor musun, çaresiz kaldığında? Open Subtitles هذه لابد انها مناسبه خاصه اتعرف اوقات يائسه
    Çok güzel, oldukça sorumluluk sahibi, ve sanıyorum bu işi yapabilecek kadar da çaresiz. Open Subtitles إنها جميلة ومسؤولة وقد تكون يائسه بما فيه الكفاية لتؤديه
    çaresiz olduğunu bildiğin için bundan çıkar sağladın. Open Subtitles كنت تعلم أنها يائسه وأنت أخذتها فرصه لكَ.
    Demek istediğimiz, Sayın Yargıç, ...savunmanın hamlesi sorumluluktan kaçmak için başvurduğu çaresiz bir girişim. Open Subtitles ما نعنيه يا حضرة القاضي هو طلب جهة الدفاع حيلة يائسه للتهرب من المسؤولية
    Oldukça çaresiz ve oldukça tehlikeli. Open Subtitles انها يائسه وخطره
    Bu davayı kazanmanın yolu jüriye tekrar umutsuz bir hikaye anlatmak değil. Open Subtitles مفتاح الفوز في هذه القضيه ليس بإخبار هيئة المحلفين عن قصة يائسه بان هناك من يحيك ضدك
    umutsuz bir evkadınıyla baş edemezsin. Open Subtitles لم تكن لتتمكن من التعامل مع زوجة يائسه.
    umutsuz zamanlar, umutsuzca çareleri gerektirir. N'aber? Open Subtitles الاوقات اليائسه تتطلب إلى إجراءات يائسه
    Bazen insanlar birisinin ilgisini çekmek için çok çaresizce şeyler yapabilir. Open Subtitles في بعض الأحيان الناس يفعلون يائسه ليحظون بالأهتمام
    Gördün mü, yolun sonunda her zaman, her şey bir araya gelirken, insanlar çaresizce davranmaya başlarlar. Open Subtitles اترى هي دائما النهايه عندما كل شيئ يجتمع يبدؤن الناس بحركات يائسه
    Algının kaprisleri. Zayıf insan aklının anlamı ve amacı olmayan bir varoluşu çaresizce haklı gösterme çabası! Open Subtitles بناءات مؤقته من الذكاء الإنساني ...الضعيف تحاول يائسه تبرير
    Genelde bunu yapmam, ama çaresizim. Acaba... Kadınlarda nelerden hoşlanırsın bilmem, ama boyum 1, 75, sarışınım... Open Subtitles مرحباً تشارلي، أَنا جوليا، ليس من عادتي فعل ذلك لكن أنا يائسه
    Dediğim gibi, çaresizim. Open Subtitles كما قلت لكِ أنا يائسه
    Çok ümitsiz durumdayım! Open Subtitles أنا فى حاله هلع أنا يائسه للغايه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد