Donanma beni üniforma içine sokacak kadar çaresiz olabilir ama... komutama bir gemi verecek kadar salak değil. | Open Subtitles | البحريه كانت يائسه جدا و هى تختارنى لكن ليس بالحماقه الكافيه ليدعونى أقوم بالإبحار بنفسى |
Bir şeyler peşinde koşan bizlere sahipsiniz ama sonunda bizleri sadece çaresiz yapıyorsunuz. | Open Subtitles | حصلتي علينا جميعا في كل مكان تطاردين شيئا ليجعلك يائسه بالنهايه |
Alman tanklarinin amansiz ilerleyisini durdurmaya çalisirken Ruslar umutsuz araçlar kullanmaya baslar: köpekler. | Open Subtitles | لمحاوله ايقاف التقدم الدائم للدبابات الالمانيه بدأ الروس بأتباع وسائل يائسه ... الكلاب |
umutsuz bir kadın.. Dublin'e gidip, hayatının en önemli kararını açıklayacak | Open Subtitles | المرأه يائسه للذهاب لدبلن وتتخذ أصعب قرارات حياتها |
Bense evime gittiğimde çaresizce, birileriyle dürüst olabileceğim bir anı arıyorum. | Open Subtitles | بينما أذهب الى المنزل وأنا سعيده ولكنى يائسه من الداخل |
Genelde bunu yapmam, ama çaresizim. Acaba... | Open Subtitles | مرحباً تشارلي، أَنا جوليا , ليس من عادتي فعل ذلك لكن أنا يائسه |
Bazıları ümitsiz bulabilir ama umarım senin hoşuna gider. | Open Subtitles | البعض قد يقولون أني يائسه ولكني آمل أن تراني لطيفه هذا ليس الوقت المناسب |
Yardımıma ihtiyacı olan çaresiz bir piliç bulmak... o kadar da zor olmadı. | Open Subtitles | انه ليس من الصعب ان تجد بنت يائسه احتاجت مساعدتي |
Bu özel bir durum olsa gerek, anlıyor musun, çaresiz kaldığında? | Open Subtitles | هذه لابد انها مناسبه خاصه اتعرف اوقات يائسه |
Çok güzel, oldukça sorumluluk sahibi, ve sanıyorum bu işi yapabilecek kadar da çaresiz. | Open Subtitles | إنها جميلة ومسؤولة وقد تكون يائسه بما فيه الكفاية لتؤديه |
çaresiz olduğunu bildiğin için bundan çıkar sağladın. | Open Subtitles | كنت تعلم أنها يائسه وأنت أخذتها فرصه لكَ. |
Demek istediğimiz, Sayın Yargıç, ...savunmanın hamlesi sorumluluktan kaçmak için başvurduğu çaresiz bir girişim. | Open Subtitles | ما نعنيه يا حضرة القاضي هو طلب جهة الدفاع حيلة يائسه للتهرب من المسؤولية |
Oldukça çaresiz ve oldukça tehlikeli. | Open Subtitles | انها يائسه وخطره |
Bu davayı kazanmanın yolu jüriye tekrar umutsuz bir hikaye anlatmak değil. | Open Subtitles | مفتاح الفوز في هذه القضيه ليس بإخبار هيئة المحلفين عن قصة يائسه بان هناك من يحيك ضدك |
umutsuz bir evkadınıyla baş edemezsin. | Open Subtitles | لم تكن لتتمكن من التعامل مع زوجة يائسه. |
umutsuz zamanlar, umutsuzca çareleri gerektirir. N'aber? | Open Subtitles | الاوقات اليائسه تتطلب إلى إجراءات يائسه |
Bazen insanlar birisinin ilgisini çekmek için çok çaresizce şeyler yapabilir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان الناس يفعلون يائسه ليحظون بالأهتمام |
Gördün mü, yolun sonunda her zaman, her şey bir araya gelirken, insanlar çaresizce davranmaya başlarlar. | Open Subtitles | اترى هي دائما النهايه عندما كل شيئ يجتمع يبدؤن الناس بحركات يائسه |
Algının kaprisleri. Zayıf insan aklının anlamı ve amacı olmayan bir varoluşu çaresizce haklı gösterme çabası! | Open Subtitles | بناءات مؤقته من الذكاء الإنساني ...الضعيف تحاول يائسه تبرير |
Genelde bunu yapmam, ama çaresizim. Acaba... Kadınlarda nelerden hoşlanırsın bilmem, ama boyum 1, 75, sarışınım... | Open Subtitles | مرحباً تشارلي، أَنا جوليا، ليس من عادتي فعل ذلك لكن أنا يائسه |
Dediğim gibi, çaresizim. | Open Subtitles | كما قلت لكِ أنا يائسه |
Çok ümitsiz durumdayım! | Open Subtitles | أنا فى حاله هلع أنا يائسه للغايه |