Ama senin YouTube videonu gördüm Sue ve şimdi şarkıyı kurtarmanın vakti geldiğini anladım ve bir ihtimalle seni de. | Open Subtitles | لكنني شاهدت مشهدك على اليوتيوب يا سو و لقد أدركت أنه الآن قد حان الوقت لإنقاذه , وربما تكونين أنتي |
Hadi ama, Sue Ellen sütyen takmıyorsun uzunsun da. | Open Subtitles | بربك يا سو إلين، أنت لا ترتدين حمالة صدر، وأنت طويلة. |
Sue, bu okulda seni sevmeyen bir sürü insan olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | هل تعلمين يا سو هنالك الكثير من الأشخاص في المدرسة لا يحبونكي |
Dinle Sue, öksüz kualaların barınağında kurdele kesme törenine katılacaktım ama geçen gün kızım Chloe'nin internette bir şeye güldüğünü duydum ve videonu gördüm. | Open Subtitles | اسمعي يا سو , لقد تحضرت لمراسم قص الشريط لمحمية يتامى الكوالا و لكنني سمعت ابنتي كلوي تضحك على شيء |
Videonu gördüm Sue! Muhteşemdin! | Open Subtitles | رئيت الفيديو الخاص بكي يا سو , لقد كنتي خرافية |
Yapma Sue. Sıranı bekle. Çok kabasın. | Open Subtitles | بحقك يا سو ، أنتظري دورك أنتِ وقحه جداً، يا إلهي |
♪ İyiki ♪ ♪ doğdun Sue ♪ ♪ İyiki doğdun Sue ♪ ♪ İyiki doğdun Sue ♪ ♪ Mutlu yıllar sana ♪. | Open Subtitles | ♪ ميلاد سعيد يا ســو ♪ ♪ عيد ميلاد سعيد ياســو ♪ ♪ عيد ميلاد سعيد يا سو ♪ |
- Evet yeni Sue, randevu almak istiyorum. | Open Subtitles | نعم، يا سو جديدة، أنا أرغب بتَحديد موعدَ. |
Sue, kapı bekçimiz yok ki. | Open Subtitles | لا يوجد حارس للمعبر في المدرسة يا سو إذن من كان ذلك الشخص الذي يرفعني ؟ |
Sue, Angel ve ben her pazar gecesi sinemaya gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا و أنجل نذهب لمشاهذة فيلم كل مساء أحد يا سو |
Sue, salak olman için servise dönmene gerek yok. | Open Subtitles | أنتي لا تحتاجين إلى الباص حتى تبدين مغفلة يا سو |
Aptal kumpircideki aptal görüşmeni kimse umursamıyor Sue. | Open Subtitles | لا أحد يهتم بمقابلتك الغبية في محل البطاطس الغبية يا سو |
Evet, evet, var, Sue, dinle yeniden girişi elle etkisiz bırakman gerek, tamam mı? | Open Subtitles | نعم, نعم, اعلم انصتي يا سو احتاج منك ان تقومي بإعادتنا بنفسك حسناً؟ |
Sue dinle, anlıyorum. Beni burada istemiyorsun. | Open Subtitles | أنا أفهم الأمر يا سو أنتِ لا تريديني هنا |
Üzgünüm Sue. Bir saat önce Notre Dame'a yola çıktı. | Open Subtitles | كلا، آسفة يا سو لقد رحل للجامعة منذ ساعات |
Sue, insanlar eskiden kardeşleriyle, dedeleriyle, geniş kuşaklarla yaşıyorlardı. | Open Subtitles | يا للهول يا سو في الأيام الخوالي، كان الناس يعيشون مع أخوتهم وأجدادهم لأجيال متعددة |
Bütün maillerini okumuyorum Sue. Çok fazla yolluyorsun. | Open Subtitles | لا أقرأ كل رسائلك الالكترونية يا سو فأنتِ ترسلين لي الكثير منها |
Endişelenme, Sue. Bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لا تقلقى يا سو كل شيىء على مايرام |
- Bunu yapamam Sue. Söylediğinde kendi yalanından etkilenmeli, ona inanmalısın. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل ذلك يا (سو) يجب أن تبتكري كذبتك الخاصة |
O zamanlar farklıydı, Sue. | Open Subtitles | لقد كانت تلك أوقات مختلفة يا سو |