Hayır, efendim, bu pek mümkün görünmüyor, fakat kaçırdığımız bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا يا سيدي لا يبدو محتمل لكن ربما شيء لم ننتبه له |
Devam eden bir soruşturma var efendim. Detaylı bilgi veremeyiz. | Open Subtitles | إنه تحقيق جاري يا سيدي لا يمكننا الإدلاء بأية تفاصيل |
Bunda bi kötülük yok ki. efendim, bu laf yüzünden beni tutuklattırmasın. | Open Subtitles | أنا لا أقصد الإساءة إليك يا سيدي لا تسمح له أن يتهمني من أجل كلمة كهذه |
efendim, bazıları o kadar acemi ki, ülkedeki her yeri .. | Open Subtitles | البعض منهم قذر للغاية يا سيدي, لا بد أنهم |
Ve öğretmenler, onlar bizi umursamazlar, efendim. | Open Subtitles | والأساتذه يا سيدي. لا يزعجون نفسهم بالتفكير فينا. |
Üzgünüm efendim. Yarış başladıktan sonra bahis kabul edemiyoruz. | Open Subtitles | عذراً يا سيدي لا يمكننا القبول بأي رهانات حالما يبدا السباق |
Evet, liste doğru, efendim. Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | الاسم مظبوط يا سيدي لا شئ يمكنني أن أفعله |
Liste doğru, efendim. Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | الاسم مظبوط يا سيدي لا شئ يمكنني أن أفعله |
Bakın efendim, ben size söyleyeyim. iş dünyasında ilişkilere yer yoktur.. | Open Subtitles | انظر يا سيدي لا داعي للعلاقات في مجال العمل الرسمي |
Şaşırtıcı, efendim. Şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنه شيء مدهش , يا سيدي لا يمكن لاحد يتصور انه |
Bilmiyorum. Çok aptalca, efendim. Bunu yapmamalıydım bile. | Open Subtitles | لا أعلم, إن هذا غبي يا سيدي, لا يجب أن افعل هذا. |
Üzgünüm efendim.Kelso'nun beni seçtiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | آسف يا سيدي. لا أستطيع التصديق أن كيلسو اختارني. |
Teşekkür ederim efendim. Bütün övgülerinizi iletirim. | Open Subtitles | شكرا لك يا سيدي لا استطيع ان آخذ جميع الشكر لوحدي |
Açıkçası efendim babamın o kadar saygı duyduğu kişi olduğunuza inanamıyorum. | Open Subtitles | بصراحة يا سيدي لا أصدق أنك الرجل نفسه الذي يحترمه والدي كثيراً |
Kesinlikle bir şey var, efendim. Ama ne olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | بالتأكيد هناك شيء ما يا سيدي لا أستطيع معرفته |
Affedersiniz efendim, hala bu cinayeti içime sindiremiyorum. | Open Subtitles | آسفة يا سيدي, لا يمكنني العيش بهذه الجريمة |
Haklı efendim. Onu bu şekilde alamazsınız. | Open Subtitles | هذا صحيح يا سيدي لا يمكنك القبض على هذه المرأة |
Hayır, efendim, bana söylemediği sürece asla çantasını açmam. | Open Subtitles | كلا يا سيدي لا أفتح حقائبه إلا إذا طلب مني ذلك |
- Aramızda kalsın efendim ben onu seçmezdim. | Open Subtitles | أفضل من الموت، كما أظن في ما بيننا، يا سيدي لا تستبعد ذلك |
Düzeni sağlamalıyız, efendim. Bunun için bize daha çok adam lazım. | Open Subtitles | لا بد أن نطلّب يا سيدي لا بدّ أن نحصل على رجالٍ أكثر |