ويكيبيديا

    "يبتسمون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gülümsüyor
        
    • gülümsüyorlar
        
    • gülüyor
        
    • gülümser
        
    • gülümseyip
        
    • güler
        
    • gülümsediğini
        
    • gülüp
        
    • sırıtan
        
    • gülümseme
        
    • gülüyorlar
        
    • gülümseyerek
        
    • Gülümsediklerini
        
    Biliyorsun değil mi, o üç eleman da, resimlerinde gülümsüyor. Open Subtitles هل تعلم , أن ثلاثتهم يبتسمون في صور ملفاتهم الشخصية
    Hatta görme engelli bebekler bile insan sesini duyunca gülümsüyorlar. TED وحتى الاطفال المصابين بالعمى .. يبتسمون استجابة للاصوات من حولهم
    üçte birimizden fazlası günde 20 defadan daha fazla gülüyor, yüzde 14 ten azı ise 5 kereden daha az gülümsüyor. TED اكثر من ثلث الاشخاص يبتسمون اكثر من 20 مرة في اليوم وهناك 14% من يبتسم اقل من 5 مرات في اليوم
    Komadakilerde gülümser, aptal ama bu onların mutlu olduklarını göstermez. Open Subtitles أيها الغبي, بعض المصابين بالغيبوبة يبتسمون لايعني هذا أنهم سعداء
    Jürinin gülümseyip arkasına yaslandığını görünce görevimi tamamladığımı anladım. Open Subtitles عندما رأيت هيئة المحلفين ..يرجعون للخلف و يبتسمون عرفت بأن عملي قد تم
    Gördün mü bir odada oturan iki adamın sorunu şu, sen onlardan sadece birini görebiliyorsun ve onlar arkaları dönük halde ...sana bakıyorlar, gömleklerinin yakası bana güler bir halde. Open Subtitles يقفون و هم يشاهدوني و يبتسمون لي و من ثم سموك أنت الرئيس
    Algoritmalarımıza farklı etnik gruplardan, yaşlardan, cinsiyetlerden gülümsediğini bildiğimiz on binlerce örnek veririz ve aynısını zoraki tebessüm için de yaparız. TED أضفنا لخوارزمياتنا العشرات من الآلاف من الأمثلة لأشخاص نعلم أنهم يبتسمون بحق، من مختلف الأعراق والأعمار والأجناس، ونفس الشيء للبسمة الصفراء.
    Herkes çok nazik. Herkes gülümsüyor ve eğiliyor. Open Subtitles الجميع مهذبون والجميع يبتسمون والجميع ينحني
    İncinecekler miydi yoksa mutlu mu olacaklardı? Şu anda bir yerlerde... Franklin ve Jefferson aşağı bakıp gülümsüyor. Open Subtitles شيء يقول لي أنه في مكان ما فرانكلين و جيفرسون ينطرون إلينا و يبتسمون
    Gittiği her yerde asillerin ve kadınların dikkatini çekiyor. Ona gülümsüyorlar. Open Subtitles يجذب انتباه الرجال والنساء النبلاء أينما ذهب، يبتسمون له ويحنون رؤوسهم
    Çünkü orada yukarıdaki yıldızlarda bütün kahramanlar geçmiş, bugün ve gelecek bize bakıp gülümsüyorlar. Open Subtitles لأنه هناك فوق ، في النجوم العليا كل الأبطال من الماضي الحاضر و المستقبل ينظرون إلينا أسفل و يبتسمون
    Yüzüme karşı gülümsüyorlar ama arkamı döndüğümde bıçaklarını çekiyorlar. Open Subtitles يبتسمون في وجهي ويسحبون سكاكينهم من ورائي
    Resimde hepsi gülüyor, mutlular, umutlular ama "Bugün bu çocukların kaçı mutlu acaba?" diye düşünmeden de edemedim. Open Subtitles و كلهم يبتسمون و سعداء و متفائلون و رحت أفكر "كم من همؤلاء الأولاد سعيد اليوم؟"
    Bu bebekler bütün gün gülüyor. Open Subtitles هؤلاء الدمى يبتسمون طوال النهار
    Bu dünyada, sürücü ölümcül bir kazayla ya da olayla karşılaştığında gülümser. Open Subtitles في عالم السباقات الراكبون يبتسمون بعد التعرض لحادثة قاتلة أو مأساة
    Ya yanımda olurlar ve savaşa gireriz ya da gülümseyip elimi sıkarlar ve giderler. Open Subtitles اما يكونوا معي ونذهب للحرب او سوف يبتسمون
    Şehrin en güzel kızları ona güler karşılığında gülücük almak için dua ederdi. Open Subtitles وأجمل الأطفال كانو يبتسمون له كأنوا يأملون أن يبتسم لهم في المقابل
    Yaptığım şey sayesinde insanların gülümsediğini görüyorum. Open Subtitles أرى الناس يبتسمون بسبب ما فعلته
    Buraya geldiğimizden beri yüzümüze gülüp iyi şeyler söyleyen ama bizi arkamızdan bıçaklayan insanlar tarafından yalan söylendi. Open Subtitles منذ أن وصلنا هنا، تم خداعنا من قبل أناس يبتسمون ويقولون لنا أشياء جيدة بينما يطعنوننا في الخلف.
    Hayır be tabii! Bu sırıtan insanlardan nefret ediyorum. Open Subtitles لا,ياللجحيم, لا,أنا أكره الأشخاص الذين يبتسمون
    Sana gülümseyeceğim, sonrasında sende gülümsersen gülümseme bulaşıcıdır hipotezim ispatlanır. Open Subtitles أنا سوف يبتسمون لك، ثم إذا كنت تبتسم العودة في وجهي، يثبت فرضيتي أن يبتسم هو معد.
    Bütün bu mutlu insanları görmeye dayanamıyorum gülüyorlar, el ele tutuşuyorlar, öpüşüyorlar. Open Subtitles لا أتحمّل رؤية كل هؤلاء الناس السعداء، يبتسمون, يمسكون بالأيادي، يتبادلون القبلات.
    Çocukların ve ailelerin gözlerinin içine bakıp da gülümseyerek şöyle dediklerini duymak: Open Subtitles عندما أنظر إلى أعين الأطفال و الأباء.. و هم يبتسمون و يقولون:
    Gülümsediklerini sanmıyorum.. Kafalarındaki; ABD Başkanını seçme şeklinin bu olduğunu sanmıyorum.. Open Subtitles لا أعرف إن كانونا يبتسمون لباد جونسون هذا ليس من كانوا يفكرون به لاختيار رئيس الولايات المتحدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد