seni tutmak için daha çok çaba gösterirler sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنّهم سيقاتلون بشكل أقوى لكي يبقوك معهم. |
Oh, evet. seni tutmak istemedikleri halde bu kadar parayla yatırım yapmazlar. | Open Subtitles | أجل، لن يستثمروا كل هذا المال عليك إن كانوا لن يبقوك |
seni onlarla birlikte içeride tutmak için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | سيفعلون كل ما بوسعهم لكي يبقوك بالداخل، برفقتهم |
seni onlarla birlikte içeride tutmak için ellerinden gelen yaparlar. | Open Subtitles | سيفعلون كل ما بوسعهم لكي يبقوك بالداخل، برفقتهم |
Eğer onlar için çalışıyor olsaydın, seni muhtemelen gizli tutarlardı. | Open Subtitles | حتّى إن عملت معهم من المحتمل أن يبقوك في الظلام. |
Çünkü sizi görüş alanlarında tutmak istiyorlardı. | Open Subtitles | لأنهم يريدون أن يبقوك تحت نظرهم |
Ve seni özel bir yerde tutmak istemelerinin sebebi bu. | Open Subtitles | لهذا يريدون ان يبقوك بمكان خاص جداً |
Botanik notunu değiştirebilirsen, seni atamazlar. | Open Subtitles | إذا تغيرت درجة علم النبات يجب عليهم أن يبقوك |
O doktorlar seni sonsuza kadar hayatta tutamaz. | Open Subtitles | لا يمكن للأطباء أن يبقوك على قيد الحياة للأبد |