Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için gece boyunca burada tutacaklar. | Open Subtitles | سوف يبقونها هنا فى الَّيل, ليتأكدوا أن كل شىء على ما يُرام. |
Uğrunda bu kadar uğraştığım o tüpü alacaklar aylarca öylece ellerinde tutacaklar. | Open Subtitles | سيأخذون هذه العبوة التي أرقت دماءا من أجلها و يبقونها عندهم لستة أشهر |
Evet, suit olarak tutmazsan kapıyı kilitli tutuyorlar. | Open Subtitles | أجل، إنّهم يبقونها مُغلقة، إلا لو حجزته كجناح. |
Kovalarda tutuyorlar ve sadece 1 dolara satıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبقونها في علبة، وبعدها يبعينوها بدولار واحد |
Evet, ıvır zıvırlarının yanında tuttukları için. Lanet! İlk kaskın bagaj üreten Henry Gratacap tarafından yapıldığını biliyor musun? | Open Subtitles | لأنهم يبقونها بجانب القبو هل تعرفين أو خوذة |
Parayı tuttukları kasa da Mosler model 12. | Open Subtitles | و هم يبقونها في مأمن أنها في حزنة أموال كبيرة. |
Su kaybını gidermek, ve iyileşmesini takip etmek için hastahanede tutacaklar. | Open Subtitles | و سوف يبقونها في المستشفى لمعالجة الجفاف وفترة نقاهة |
Ama onu bir süreliğine hastanede tutacaklar. | Open Subtitles | لكن كي تعرف فقط ، سوف يبقونها في المستشفى لفترة قصيرة |
Seni ortaya çıkarmak için onu canlı tutuyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يبقونها حية لتتدفق خارجاَ |
Bütün işyerlerimde içeriyi çok sıcak tutuyorlar. | Open Subtitles | كل محالي يبقونها دافئة |
Onu nerede tuttukları hakkında bir firkrin var mı? | Open Subtitles | -أيّ فكرة أين يبقونها ؟ |