Sanırım artık senin bir geri zekâlı olduğun dışında söylenecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد انه لم يبقى شيء لقوله ألا أنك أحمق |
Senin için endişelenecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لا ، لم يبقى شيء يقلق بالنسبة لك |
Bitti. Hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | الأمر انتهى, ولم يبقى شيء هناك |
- Marx'tan geriye hiçbir şey kalmamış. - Şehrin semalarında uçuşanlar dışında. Kontrol altına almalıyız. | Open Subtitles | لم يبقى شيء من ماركس - ماعدا الذين يطيرون نحو البلدة - |
Neredeyse hiçbir şey kalmamış! | Open Subtitles | إنه بالفعل لم يبقى شيء |
Bütün Marslılar yok olduğundan istilacıların beslenecekleri bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | مع كل المريخ ذهب، كان الغزاة لا يبقى شيء لإطعام عليه، |
Aksi halde, Afrika'mızda savaş alanından başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | والَا فلن يبقى شيء في أفريقيا غير ساحات القتال |
Ailemi elimden aldılar ve artık alacak bir şey kalmayınca da sıra maaşımın üçte ikisine ve sağlık sigortama geldi. | Open Subtitles | اخذوا عائلتي, وعندما لم يبقى شيء ليأخذوه اخذوا ثلثي راتبي وتأميني الصحي |
İyileşeceksin. Kusacağın bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقى شيء لتقذفيه اوعدك بذلك |
Sanırım ona banka hesabını gösterip sebepsiz yere bir yaşlı adamla yattığını göstermekten başka yapacak bir şey... kalmadı. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أن هناك لا يبقى شيء للقيام تظهر إلى جانب أن الكلبة الرصيد المصرفي الخاص بك، جعلها تدرك نامت مع الرجل البالغ من العمر من دون سبب، |
Endişelenecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقى شيء يقلقك |
Görecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقى شيء لكي تراه |
Tartışacak bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقى شيء لتتم مناقشته |
- Sizin yaptıklarınızdan sonra babamdan geriye hiç bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقى شيء من ابي - بعد ما فعلتم |
Geriye hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يبقى شيء غير صحيح أيضاً |
Yıkıntılardan başka bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يبقى شيء سوى خراب |
Ne uğraşıyoruz ki? Bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يبقى شيء |
Hiç bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يبقى شيء. |
Ama sabah olduğunda, onlardan geriye yerde, sıralarda ve duvarlarda temizlenmesi gereken kandan başka bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لكن في الصباح لا يبقى شيء منهم فقط الدم الذي ننظفه من على الارضيه والأثاث والجدران |
Boşanana kadar tüm kirli çıkılarımı çoktan keşfetmişti bile. Paylaşacak bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | حينما إنتهى من إيجاد ثغرات وإخفاء الأصول، لم يبقى شيء لنتقاسمه. |
Birkaç gün içinde tozdan başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | في غضون أيام قليلة لن يبقى شيء سوى التراب |
Yiyecek bir şey kalmayınca da, ...yıldızlar arasında yeni yolculuklara çıkacak. | Open Subtitles | وعندما لا يبقى شيء يلتهمه، سوف يشرع في رحلة جديدة بين النجوم |