Biri lise çocuklarına uyuşturucu satıyor. | Open Subtitles | أحد ما يبيع المخدرات إلى الطلاب الثانويين |
Sanırım yan komşu müşterilerime uyuşturucu satıyor. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد أن الشخص بالباب المجاور يبيع المخدرات لزبائني |
Sanırım yan komşu müşterilerime uyuşturucu satıyor. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد أن الشخص بالباب المجاور يبيع المخدرات لزبائني |
Tamam bakın, Jasper zaten bir uyuşturucu satıcısı tamam mı? | Open Subtitles | أوكي, انظر, جاسبر بالفعل يبيع المخدرات, حسنا? |
Ona Arcaro'nun Nicky için uyuşturucu satarken Gina ile tanıştığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أن (أركارو) قابل (جينا) بينما كان يبيع المخدرات لصالح (نيكي) |
Şimdi sorabilirsiniz, Allah aşkına kim gelecek dört sene içinde yüzde yirmibeş ölüm riskiyle caddelerde dikilerek saati 3,50 dolara uyuşturucu satmak ister. | TED | فيجعلك تتساءل لماذا أي أحد يرغب في الوقوف في التقاطعات يبيع المخدرات ب ٣.٥ دولارات في الساعة، ومع معدل وفاة ٢٥ بالمئة في ٤ سنوات؟ |
Kalpsiz, 90'ların başında uyuşturucu satardı. | Open Subtitles | كان يبيع المخدرات في المآوي في أوائل التسعينات |
Bu kişinin uyuşturucu sattığına dair hiçbir gösterge yoktu. | Open Subtitles | لاتوجد اي اشارة تبين انه كان يبيع المخدرات. |
Tumi yozlaşmıştı. Çocuklara uyuşturucu satıyordu. | Open Subtitles | تومي كان شخصا منحط، لقد كان يبيع المخدرات للأطفال |
Çocuk üniversitede. uyuşturucu satıyor. Ayrıca senin sadece bir şaka olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هو بالجامعة و يبيع المخدرات و يعتقد أنك نكتة |
Adam da çocuğun yanında, gözlerinin önünde uyuşturucu satıyor. | Open Subtitles | والرجل دائما واقف يبيع المخدرات مع ابنه هناك |
Kartellerden ödeme alıyor olabilir kendisi için uyuşturucu satıyor olabilir. | Open Subtitles | يمكن أنه يأخذ الرشاوى من عصابة الكارتال. يمكن أن يبيع المخدرات بنفسه. |
- Zasa'dan kurtul. uyuşturucu satıyor. | Open Subtitles | تخلص من جو زاسا انه يبيع المخدرات |
- uyuşturucu satıyor bu, haberin olsun. | Open Subtitles | -انه يبيع المخدرات وانتي تعرفين . -نعم انا اعرف . |
Bu adamın bir uyuşturucu satıcısı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هذا الشاب يبيع المخدرات. |
Bu çocuğun uyuşturucu satıcısı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا الشاب يبيع المخدرات |
O elemanı uyuşturucu satarken gördüm | Open Subtitles | رأيتُ ذلك الشخص يبيع المخدرات |
Araba çalmak ya da uyuşturucu satmak gibi. Biri senin arabanı çalarsa ya da vurulursan puan kaybediyorsun. | Open Subtitles | إنه مكلف بالأعمال القذرة و (جاك نيكول) يبيع المخدرات |
Ya o gerzek? Bütün gün havuz başında uyuşturucu satardı. | Open Subtitles | وهذا الفاشل كان يقضي أيامه يبيع المخدرات بجوار المسبح |
Roger çocuklara uyuşturucu satıyordu. Dünya onsuz daha güzel. | Open Subtitles | ،روجر" كان يبيع المخدرات للأطفال" العالم أصبح أفضل بفقدانه |
Çalıntı mal ve uyuşturucu sattığı için kendini kadın avcısı sanıyor. | Open Subtitles | يَعتقدُ بأنّه لاعب لانه يبيع المخدرات المسروقة أعنى |