- Geçen gece bir parti veriyorduk... - Lavaboya işiyor. ...ve nereye baksam... | Open Subtitles | إنه يتبول في الحوض أعني من الحيوان المريض الذي يتبول في الحوض؟ |
Kavanozlara işiyor ve onu ofisin içinde bırakıyor. | Open Subtitles | إنه يتبول في الجِرار ويتركهم بأنحاء المكتب. |
Ağabeyin pek çok sokağa işiyor senelerdir. | Open Subtitles | كان أخوك يتبول في العديد من الزقاقات على مر السنين |
Şu adam idrar torbasına işerken gülüyor mudur sence? | Open Subtitles | تعتقدين أن هذا الرجل عندما يتبول في كيس يجب أن يشعر بالأبتسامة؟ |
- Benim boşaltma tüpümü kullanıyordu işerken. | Open Subtitles | لقد كان يتبول في الأنبوب الخاص بي |
Oda 1014'te Baltimore'lu bir piç var devamlı lavaboya işiyor yahu. | Open Subtitles | هنالك هذا السافل من (بالتيمور) في شقة 1014. و الذي يظلُ يتبول في المغسلة يا رجل. |
Chip, patronu öldürülürken o da altına işiyor olacak. | Open Subtitles | تشيب ) فقط سوف يتبول في بنطاله بينما يتم تصفية زعيمه ) |
Ne durumda? Lazımlığa işiyor. | Open Subtitles | يتبول في كيس "تقصد قسطرة" |
Barney halka açık alanlarda ne sıklıkla işiyor ki? | Open Subtitles | هل عادةً (بارني) يتبول في أماكن عامة ؟ |
Lavoboya işiyor. | Open Subtitles | إنه يتبول في الحوض ! |
- En son Noel Baba'yı alışveriş merkezinde işerken görmüştüm. Ama bu iş ondan da fena. | Open Subtitles | هذا خاطىْ أكثر من اليوم الذي رأيتُ "سانتا" يتبول في السوّق |
Evet. Polis arabasının üzerine işerken yakalandı. | Open Subtitles | نعم, قبض عليه وهو يتبول في سيارة للشرطة |
Onu Sanborn'un Kafe'de işerken yakaladım! | Open Subtitles | وجدته يتبول في مقهى (سانتبورن) |