ويكيبيديا

    "يتجوّل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dolaşan
        
    • dolanıyor
        
    • geziyor
        
    • Etrafta
        
    • dolaşır
        
    • takılıyor
        
    Ama hâlâ ortalıkta dolaşan katilimin peşinden gitmemek benim için kolay değil. Open Subtitles وهذه رفاهية لا يمكنني الاستمتاع بها طالما قاتلي ما زال يتجوّل بحرية
    Bu civarda başıboş dolaşan bir seks manyağı varsa gözümü bile kırpamam. Open Subtitles أدركت بأنّني لن أذوق طعم النوم إذا ظننت بأنّ هنالك منحرف جنسي يتجوّل في الأنحاء هكذا
    Çünkü New York'un aşağısında pizza almak isteyen çocukların parasından uçlanmak için dolanıyor. Open Subtitles لأنّه يتجوّل في الجانب الشرقي داهساً الصبية بزلاجته لأجل امال
    Hayır, Etrafta dolanıyor öyle. Open Subtitles كلاّ، هُو يتجوّل في المكان وحسب.
    Zengin piç elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Open Subtitles -ذاك الحقير الثريّ يتجوّل طليقًا
    Ona yaşamın yalnızca kollarını oynatmak ve Etrafta koşuşturmak ya da bir topa... vurmak olmadığını kanıtlayın. Open Subtitles أثبتوا له أن الحياة ليس فقط أن يحرك يديه و يتجوّل ركضاً
    Şeytan dünyada neden insan hâlinde dolaşır? Hiçbir fikrim yok. Open Subtitles لماذا يتجوّل الشيطان في هيئة بشرية بأية حال؟
    Şuna baksana. Öylece takılıyor. Başına geleceklerden bihaber. Open Subtitles انظر إليه فحسب، يتجوّل بالمكان، لا يعلم حتى ما سيحدث له.
    Bunun hiçbir anlamı yok mu? Şamama kavunuyla Etrafta dolaşan... birinden nasihat almalı mıyım? Open Subtitles أمن المفترض أن أقبل نصيحة من رجل يتجوّل مع بطّيخة المنّ؟
    Sen buralarda iki yıldır çalıntı arabayla dolaşan ve seninmiş gibi rol yapan tek ibnesin. Open Subtitles أنت صديقي الوحيد الذي أعرفه يتجوّل بسيارة مسروقة مُنذ عامين وتتصرّف كأنها ملكك
    Ücra kasabaların birinde başı boş dolaşan bir dev olduğu haber geldi kulağıma. Open Subtitles تلقّيتُ خبراً بوجود عملاقٍ يتجوّل باهتياج في القرية الخارجيّة.
    - Evet, ormanda dolaşan şu çocuk, değil mi? Open Subtitles الفتى الصغير اللطيف الذي كان يتجوّل في الغابة، صحيح؟
    Evimde sinsice dolaşan ağabeyimin yerine mi? Open Subtitles بدلًا من كونك الأخ المُفزع الذي يتجوّل بمنزلي؟
    Etrafta neden dolanıyor hâlâ anlayamıyorum. Open Subtitles ما زلت لا أفهم لماذا تتركه يتجوّل
    Şimdi Dr. Ramusami muhtemelen Penn Garı'nda dolanıyor, kraker yiyordur. Open Subtitles ربّما الآن الدكتور (راموسامي) يتجوّل في محطة بنسالفيا ويتناول المكسّرات
    Anlaşılan evde dolanıyor. Open Subtitles -أجل ، هل رآيته ؟ -إنه حتماً يتجوّل حول المنزل .
    Zengin piç elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Open Subtitles -ذاك الحقير الثريّ يتجوّل طليقًا
    Zengin piç elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Open Subtitles -ذاك الحقير الثريّ يتجوّل طليقًا
    - Boris geziyor demek? Open Subtitles -بوريس يتجوّل كسائح؟
    Etrafta insanlara beni bir çeşit Yahudi karşıtı kara cahil olduğumu mu söyleyecek? Open Subtitles يتجوّل مخبراً النّاس بأنّ لديّ مهبل معادي للساميّة ؟
    O CD'lerle meşgulken, hoş dairelerin içinde özgürce dolaşır. Open Subtitles في حين أنّها مُنشغلة بالتنسيق المُوسيقي، فإنّه يتجوّل حراً في هذه الشقق الفاخرة.
    Çok daha ufak olan halka kuyruklu makiler ise gruplar halinde orman zemininde dolaşır, yemek ararlar. Open Subtitles (الرينغتيل) المحلّق الذيل الأصغر يتجوّل بشكل جماعي عبر أرضية الغابة في البحث عن الطعام.
    Başka bir Amerikan salağı alışveriş merkezinde takılıyor. Open Subtitles مجرّد أميركيّ غبيّ آخر يتجوّل بالمجمع
    Bu adam hakkında bir ipucumuz var buralardaki barlara takılıyor D.B. Cooper olduğuna dair palavralar atıyor. Open Subtitles تلقينا معلومة سرية أنّ هذا الرجل كان يتجوّل حول الحانات يتفاخر أنّه (دي. بي. كوبر).

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد