Bir kaç kadın oturmuş menopoz ve yemeyi bıraktıkları şeyler hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | مجرد مجموعة نساء يجلسن و يتحدثن عن سن اليأس و الأمور التي لا يستطيعون تناولها بعد الآن |
Bu kızlar her şey hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيات يتحدثن عن كل شيء |
Seks hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | يتحدثن عن الجِنس |
Dışarıya çıkan kadınlar vardı, düğün günleri, çocuklarının doğumu hakkında konuşan kadınlar vardı. | TED | وكان لدينا نساء يتحدثن عن يوم زفافهن، وميلاد أبنائهن. |
Anket grubunda kendi çocuklarının ne kadar mükemmel olduğu hakkında konuşan anneler hakkında bir düşünün, ve hemen hemen birçok abur cubur aldıklarını. | TED | فكر في مجموعة من الأمهات اللائي يتحدثن عن روعة أطفالهن في مجموعة التركيز، وتقريبا تشتري الكثير من الوجبات السريعة. |
Hiç unutmam, bir keresinde, Exhale danışma toplantılarından birindeyken, bir gönüllünün Tanrı hakkında konuşan Hristiyan kadınların onu ne kadar çok aradıklarından bahsetmesini dinliyordum. | TED | لذا، لن أنسى أنني عندما حضرت أحد اجتماعات " إيكسهل " كمرشدة اجتماعية، استمعت إلى إحدى المتطوعات، تتحدث عن تلقيها الكثير من الاتصالات من نساء مسيحيات كنّ يتحدثن عن الرب. |