Oradaki şu küçük dişli, yönü ileri ve geriye değiştirmeye yarıyor. | TED | هذا الترس الصغير هناك يتحرك للأمام و الخلف لتغيير الإتجاه . |
B noktasına şutlanana kadar ileri geri zıplayacaktı. | Open Subtitles | سيبقى يتحرك للأمام وللخلف حتى يطرد عند النهاية ب |
Sürekli problemler çözmekten hoşlandığımdan dolayı, ve bu küçük adamı ileri geri yürütecek olan tüm mekanik problemleri çözmek için kendimi bir doğrultuda dönen bir manivela problemine kendimi verdim. | TED | حيث أننى طالما أحببت حل المسائل , لقد وضعت أمامى مشكلة تحويل شخص غريب فى سلوكه ليتحرك في اتجاه واحد , وحل كل المسائل الميكانيكية لجعل هذا الشخص يتحرك للأمام و للخلف . |
Ayrıca... "Üst ve alt vücut kımıldadığında bel ileriye doğru hareket eder." | Open Subtitles | أيضًا، عندما يتحرك الجزء العلوي والسفلي، الخصر يتحرك للأمام. |
Ayrıca... "Üst ve alt vücut kımıldadığında bel ileriye doğru hareket eder." | Open Subtitles | أيضًا، عندما يتحرك الجزء العلوي والسفلي، الخصر يتحرك للأمام. |
Şimdi dünyayı ileri döndürün, nüfus artarken, yüz milyonlarca Asyalı yoksulluktan kurtulurken başkalarının yoksulluğa düştüğünü göreceksiniz ve bugün böyle bir modelle karşı karşıyayız. Dünya Bankası’nın en iyi tahminine göre böyle olacak | TED | وإذا تركت العالم يتحرك للأمام الآن ستلاحظون أنه مع ازدياد عدد السكان، هناك مئات الملايين في آسيا يخرجون من خط الفقر والبعض الآخر يدخلوا فيه، وهذا هو النمط الذي لدينا اليوم وعلى أفضل تقديرات البنك الدولي، فإن ذلك سوف يحدث |
İleri geri... gidip geliyordu. | Open Subtitles | وكان يتحرك للأمام والخلف |
Bu yüzden, anne bir evren bizimkine benzer bir evren doğurur -- zamanın ibresinin ileriye doğru hareket ettiği yerdeki bir evren. | Open Subtitles | لا , فالكون الأم يلد واحدا" مثل كوننا كون فيه سهم الزمان يتحرك للأمام |