Tüm hayatım boyunca Cumhuriyetçiydim ama bu parti politikasının da ötesinde bir şey. | Open Subtitles | انا أؤيد الحزب الجمهوري منذ زمن طويل لكن هذا الأمر يتخطى سياسة الحزب |
Ormanın, cadıların, ayakkabıların, pelerinlerin ötesinde yalanların ötesinde sadece ikimiz. | Open Subtitles | خلف الغابة والساحرة والحذاء والغطاء، فقط كلانا يتخطى ما يوجد، |
Bu kesinlikle bottaki en tuhaf şey olan ördek iskeletini aşar. | Open Subtitles | حسن , هذا بالتأكيد يتخطى الهيكل العظمي للبطه كأرعب شيء على القارب |
Aynı politika gibi. Waldo bunu pas geçiyor. | Open Subtitles | هذا مايحدث فى السياسة والدو يتخطى كل هذا |
Ama ağrı burada başlıyor, devam ediyor, burayı atlıyor, sonra burada tekrar başlıyor, en sonunda da karıncalanma. | Open Subtitles | لكن الألم يبدأ هنا ثم يمر من هنا ثم يتخطى هذه المنطقة ثم يعود ليؤلمني هناومن ثم بالطبع تلك الوخزات |
Bunu başarmak için, çok sıkı çalışıyor ve önüne çıkan her engelin üstesinden geliyor. | Open Subtitles | انه يبذل جهده لكي يتخطى كل العقبات لكي يحقق حلمه |
Müsaadenizle sorabilir miyim, bir delikanlı uluslararası bir aramayı nasıl atlatır? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أسألك؟ كيف لمراهق أن يتخطى كل ذلك البحث؟ |
Ama şu anki niyetim David'in, günün kalanını atlatmasını sağlamak. | Open Subtitles | واهتمامى الاول الان هو ان يتخطى ديفيد هذا اليوم |
Anlaşılıyor ki müzik, sözcüklerin ötesinde duygularımızı ifade edebilirdi. | TED | ليتضح بانه قادر على التعبير عن مشاعره بما يتخطى قدرة الكلمات |
Bu modern ve uygar olma şansımızı kaçırmanın da ötesinde bir durum. | TED | وهذا يتخطى مجرد خسارتنا للقدرة على أن نكون متحضرين ومعاصرين |
İlk bakışta bunları bilimin yetki alanı ötesinde görebilirsiniz. | Open Subtitles | بدايةً قد تعتقد أن معرفة ذلك يتخطى حدود المعرفـة |
Ve o tasarım,mükemmelin ötesinde olmazsa... | Open Subtitles | و إذا لم يتخطى خط الأزياء هذا حدود الكمال |
Bu iş bizim boyumuzu aşar. | Open Subtitles | انظروا ، ذلك الأمر يتخطى أمر عمليتنا |
- Dinle bu senin güçlerini bile aşar oğlum. | Open Subtitles | -اسمعني ... هذا الأمر يتخطى حدود... قدراتك يا بني |
Ernie Davis savunmacıdan kurtularak sol tarafa geçiyor. Ve boşluğu yakaladı. | Open Subtitles | (و من خلال الجانب الأيسر (إرني ديفيس يتخطى العرقلة و ينطلق الى المساحة الخالية |
Lauda pilotları bir bir geçiyor. | Open Subtitles | (لاودا) يتخطى سيارة تلو الأخرى. |
- Derek'de böyle bir şey yok. - Bir nesil atlıyor. | Open Subtitles | ديريك) لا يملك هذا) - إنه يتخطى أجيالاً - |
Kalp bir ritmi atlıyor. | Open Subtitles | قلب يتخطى ضربات |
Dick, ikimiz de hatalar yaptık ve ikimiz de bunun üstesinden gelmeliyiz. | Open Subtitles | كلانا قام بأخطاء , وكلانا ينبغى أن يتخطى ذلك. |
O yüzden dua edelim de JT üstesinden gelsin. | Open Subtitles | لذا لنأمل بان جي تي يتخطى مرحلة الشفاء ماذا؟ |
Umarım bu durumu atlatır diyecektim. | Open Subtitles | كنت سأقول أنني أتمنى أن يتخطى هذه المحنة |
Yaşadıklarını doğru şekilde atlatmasını yürekten istiyorum. | Open Subtitles | أتمنى بأن يتخطى كل هذا بطريقه صحيحه |