Birinci Ordu perişan. Durum beklediğimizden hızlı kötüleşiyor. El Salvador 48 saat içinde düşecek. | Open Subtitles | تم القضاء علي الجيش الاول و الوضع يتدهور بسرعة ستسقط السلفادور خلال 48 ساعة |
Ona antibiyotik tedavisi uyguluyoruz, fakat kötüleşiyor. | Open Subtitles | نحن نعالجه بالمضادات الحيويه ولكنه حاله يتدهور |
İsyancılar yaklaştıkça , gettolardaki düzen kötüleşiyor. | Open Subtitles | بيـنمـا القوات ثـائرة تسـحب على شكل قريب , النضام العام في الغيـتو يتدهور |
Diğerleri son yirmi dört saattir işlerin giderek daha da kötüye gittiğini biliyorum ama sıkı olursak ve işimizi yaparsak... savaşmak için şansımız var. | Open Subtitles | الباقون.. أعرف أن الحال يتدهور من سئ الى أسوأ.. الى أسوأ بكثير خلال الأربع و عشرين ساعة الأخيرة |
Biri size ''Still Alice''i kim yazdı?" diye sorduğunda, hatırlayamazsınız, çünkü bu sinaps ya bozulmuştur ya da kaybolmuştur. | TED | عندما يسألك أحدهم من قام بكتابة "ما تزال أليس"، فإنك لا تستطيع التذكر، لأن ذلك التشابك العصبي، إما أنه يتدهور أو أنه قد فُقِد. |
Clay'in, Quinn'in ve Brooke'un durumları ve uğraşmak zorunda olduğun diğer problemler yüzünden sana söylemedim, ama omurgam kötüleşiyor. | Open Subtitles | وكل شيئ كان يجب عليكي أن تتعاملي معه,لكن.. ظهري. يتدهور |
Yöntemleri kötüleşiyor ve bu ilk defa bir kurbanın başarılı bir kaçış yaptığını ispatlıyor. | Open Subtitles | اسلوبهم يتدهور و هذا يتضح من حقيقية ان هناك ضحية نجحت بالهرب لأول مرة |
Bu iş hızla kötüleşiyor. | Open Subtitles | الأمر يتدهور سريعاً Translated By: *مــحــمــد الــديــبــ , مــصــر* |
Ama kötüleşiyor. | TED | لكن يتدهور الامر |
Yavaş yavaş kötüleşiyor. | Open Subtitles | انه يتدهور ببطئ |
Karaciğeri %20 kapasiteyle çalışıyor ve hızla kötüleşiyor. | Open Subtitles | كبده يعمل بنسبة 20% و يتدهور بسرعة |
Bedenin kötüleşiyor. | Open Subtitles | جسمك يتدهور |
* Her şey kötüye gittiğinde, kötü şeyler göreceksin * | Open Subtitles | ♪حينما يتدهور كل شيء، يتكشّف السوء لك ♪ |
Evliliği de kötüye gidiyordu. | Open Subtitles | زواجه بدأ يتدهور بشدة أيضا |
bozulmuştur. | TED | يتدهور. |