"يتذكرون" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hatırlar
• hatırlıyorlar
• hatırlarlar
• hatırlamıyorlar
• hatırlıyor
• hatırlamaz
• hatırlamıyor
• hatırlamazlar
• hatırladıklarını
• hatırlamak
• hatırlayacaklar
• hatırlayacaklardır
• hatırlamayanlar
• hatırlayamazlar
• hatırlayamadığını

Sonra sadece sıradan, üniversite bitirmemiş ölümlü bir zekaya sahip biri olduğunuzu hatırlar ve sizi affedip size bir köpeği sever gibi davranırlar.
ثم يتذكرون أنك مجرد إنسان عادي محدود الذكاء لم يكمل الجامعة، ويعفون عنك، ويداعبوك مثل الكلب

Sen Alman turistlerle konuş. Sor bakalım bunu hatırlıyorlar mı?
تحدث مع السياح الألمان واعرف ما اذا كانوا يتذكرون هذا

Genelde anne babalar çocuklarının ilk yalan söylediği zamanı hatırlarlar.
عادة الوالدين يتذكرون أول كذبة يكذبها طفلهم.

Ne gece güvenliği ne de personel bu tanıma uygun sarışın gördüklerini hatırlamıyorlar.
لا الحراس الليليون و لا العمال يتذكرون امرأة شقراء تتناسب مع هذا الوصف

Kurtulanlardan biri onları ele geçiren ruhun adını hatırlıyor mudur acaba.
أتسائل لو إحد هؤلاء الأطفال الناجين يتذكرون اسم الروح التي استحوذتهم

Ama herkes durup çiçekleri koklamayı hatırlamaz.
لكن ليس الجميع يتذكرون أن يتوقفوا لشم رائحة الزهور

Aslında aşk bir hediyedir. Birçok insan bunu hatırlamıyor.
.الحب نعمة .كثير من الناس لا يتذكرون ذلك

Ve gaz yüzünden, tam olarak ne olduğunu bile hatırlamazlar.
وبســـبب الغـــــاز فهــــــم لا يتذكرون مـــاحـــدث

"Çok az oyuncu kazandığı büyük paraları hatırlar.
القليل من اللاعبون يتذكرون لحظات انتصارهم الكبرى

Bilmem. Tecrübelerime göre genelde insanlar güzel bir kadını hatırlar.
لا أعلم، بحكم خبرتي فالناس عادة يتذكرون إمرأة جميلة

Oh, eminim herkes Brad Chase'i hatırlar. Ben hatırlıyorum.
الجميع يتذكرون براد شييس أنا متأكد.علي اللعنة إن لم أفعل

#Anadolu'yu hatırlıyorlar, Türkiye'nin ve Asya'nın geniş, ana yaylası.
انهم يتذكرون الأناضول , هذا المكان العظيم الهضبة الأساسية في تركيا و آسيا

İnsanlar ikinizi gördüğü zaman, onu balkon olayıyla hatırlıyorlar.
عندما يرونكم الناسُ معاً، فهم يتذكرون حادثة الشُرفة

Evlatlar, babalarını hep hatırlamak istedikleri gibi hatırlarlar.
الأبناء يتذكرون آبائهم فقط بالطريقة التي يتمنونها

Kendi şekillerini, renklerini, kokularını hatırlarlar.
أنهم يتذكرون ، هيئتهم ، ألوانهم ، رائحتهم

Haydi ahbap. Sekiz yıl bayağı uzun bir süre. Velma'yı hatırlamıyorlar.
هيا يا صديقى, ان ثمانى سنوات فترة طويلة, وهم لا يتذكرون فيلما

Anne-babamızın öldüğünü hatırlamıyorlar çünkü tek dertleri kendi hayatları.
إنهم لا يتذكرون بأنّ والدينا ليسا على قيد الحياة لأنهم يملكون حياتهم الخاصة ليتعاملوا معها.

birine dönüştüm. Herhangi bir göçmene yeni ülkelerindeki ilk günlerini sorun, her şeyi hatırlıyor olacaklardır, tıpkı arka planında müzik olan bir film gibi.
اسأل أي مهاجر عن اليوم الأول من وصوله إلى الدولة الجديدة. ستجد أنهم يتذكرون التفاصيل كاملة، كـفيلم مع خلفية موسيقية.

Ameliyat sırasında uyanık olan pek çok çocuk, sonrasını hatırlamaz.
في كثير من الأوقات عندما يجري الأطفال العمليات وهم مستيقظون لا يتذكرون شيء بعدها

Bazıları beni hatırlamıyor bile, çoğu hiçbir şey hatırlamıyor.
بعض الأشخاص يتذكّروني بالكاد و أغلبهم لا يتذكرون أيّ شئ

Geldikleri yeri unutan insanlar gidecekleri yeri hatırlamazlar.
الناس نسوا من أين أتوا لا يتذكرون أين هم ذاهبون

tam tersine, insanların hatırladıkları konular üzerinde çalışıyorum. Örneğin hatırladıklarını düşündükleri yaşanmayan olaylar veya gerçekte onların hatırladıklarından farklı şekilde olan olaylar.
على العكس, عندما يتذكرون عندما يتذكرون اشياء لم تحدث او يتذكرون اشياء كانت مختلفة عن الطريقة التي كانت عليها

Musa adını hatırlayacaklar fakat arabamın tekerleri altında öldüğü için!
و سوف يتذكرون إسم موسى على أنه فقط قد مات ! تحت عجلات مركبتى

eskiden buraya "Duman" denildiğini hatırlayacaklardır.
يتذكرون اسم لندن القديم: الدخان.

Geçmişi hatırlamayanlar... onu yeniden yaşamakla cezalandırılırlar.
هؤلاء الذين لا يتذكرون الماضي... سيحكم عليهم أن يعيشوه مجدداً

Her şey bittiğindeyse, ne olduğunu hatırlayamazlar.
و عندما ينتهى،لا يتذكرون ما حدث.

Ayrıca araştırmalar şahitlerin ilk travma anında olayları tam olarak hatırlayamadığını gösteriyor.
ناهيك بأن الدراسات تظهر بأن الشهود في خضم الصدمة لا يتذكرون الحقائق بشكل صحيح في البداية