| Umarım seni beni bıraktığından daha iyi bir halde bırakır. | Open Subtitles | أتمنى فقط أن يتركك في حالة أفضل مما تركني عليها، |
| Bio-mekaniğin tanrısı adamı boş yere cennette bırakmaz. | Open Subtitles | لا شئ سيجعل عظيم الميكانيكا الحيوية يتركك فى الجنة |
| Yani bu seni dışarıda üzgün küçük hayatında bırakıyor. | Open Subtitles | وهذا يتركك في الخارج تعيش حياتك الصغيرة والبائسة جداً |
| Elindeki tek mahkumu kaybettikten sonra vekaleti sana bırakması tuhaf olmuş. | Open Subtitles | يبدو غريب أن يتركك المسؤول بعد ان فقدت أحد السجناء. |
| Ama ona neler olduğunu anlatana kadar seni yalnız bırakmayacak. | Open Subtitles | لكنه لن يتركك و شأنك إن لم تخبره عن ما حدث |
| Ve Shere Khan senin büyüyüp silahlı bir avcı olacak ... bir erkeğe dönüşmene asla müsaade etmez. | Open Subtitles | إن شيريخان لن يتركك لكي تكبر وتصبح رجلاً فقط صياد آخر مع سلاح |
| Tanrı seni asla yalnız bırakmadı ve bırakmayacak da. | Open Subtitles | الله لم يتركك على الاطلاق ولن يتركك ابدا |
| "Buradaki işi bitince seni terkedecek | Open Subtitles | "سوف يتركك بعد أن يُنهي عمله" |
| Belki seni rahat bırakır, ama intikamını almanın bir başka yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | لربما يتركك بسلام لكنه سيجد بعض الطرق لكي ينتقم من خلالها |
| Galiba düşündüm ki... bir adam seni ancak o şekilde bırakır. | Open Subtitles | اعتقدت أن هذا هو السبب الوحيد الذى يجعل أحداً يتركك |
| - Seni serbest bırakmaz. | Open Subtitles | هو لن يتركك في حال سبيلك , لماذا يفعل ذلك ؟ |
| Eğer Ed benimle birlikte olduğunu öğrenirse asla peşini bırakmaz. | Open Subtitles | إذا اكتشف إد أنك متورط معي هو لن يتركك |
| Doğrudur, o adam kaymağı yedikten sonra bizleri bırakıyor çünkü. | Open Subtitles | لأنه من النوع الذى يقبلك ثم يتركك |
| Ki bu da sizi dosyadaki kayıp bir kaç sayfayla başbaşa bırakıyor! | Open Subtitles | مما يتركك مع بعض الصفحات المفقودة هنا |
| Bir zafiyeti ortaya çıkarmanın bir sonucu da seni istismara açık bırakması. | Open Subtitles | الجانب الآخر من كشف الضعف أنه يتركك مُتاحاً لأيّ إستغلال |
| Pekala, onu seni bırakması için ikna mı edeyim yani? | Open Subtitles | تريدني أن أقنعه أن يتركك تذهب ؟ |
| Şansın bol olsun çünkü bunlar peşini bırakmayacak. Kaç hadi şimdi, çabuk! | Open Subtitles | أتمنى إنّك محظوظ لأنه لم يتركك بمفردك، الآن غادر بسرعة. |
| Nasıl oluyor da; benim inancım, senin dilediğin gibi tapınmana ve yaşamana müsaade ederken senin inancın benim canımı almanı gerektiriyor? | Open Subtitles | اذن كيف لايماني ان يتركك تعيش وتتعبد كما يحلو لك ولايمانك ان يقتلني وينهي حياتي؟ |
| - Evet. Sizi bir an olsun yalnız bırakmadı, tuvalete giderken bile mi? | Open Subtitles | ألم يتركك مرة حتى ولو للذهاب إلى المرحاض؟ |
| Biliyorsun ki Tom kısa zaman sonra seni terkedecek. | Open Subtitles | تعرف أن (توم) سوف يتركك قريبًا |
| AP'yi tanıyorsun... sana izin vermez. | Open Subtitles | أنت لا تعرف آبي إذا علم فلن يتركك حيأ لا يهمني |
| Evet, ve seni bana bırakmasını söylemeyi de hatırlayacağım. | Open Subtitles | نعم ساتذكر ان اطلب منه ان يتركك لي |