Güzel bir İskoçya havası, hanımefendi. yağmur dümdüz yağıyor. Belki biraz yan olabilir. | Open Subtitles | إنه طقس إسكتلندي جميل سيدتي المطر يتساقط صافي تقريبا في الأسفل |
Bazı sabahlar. cinayet mehali gibi. voov! Kar cidden iyi yağıyor. | Open Subtitles | في الصباح يبدو كمسرح للجريمة الثلج يتساقط بغزارة |
Saçlarım dökülüyor. Sağ kulağımda işitme kaybı başladı. | Open Subtitles | أنا في الثانية والأربعين وشعري يتساقط وبدأت أخسر السمع في أذني اليمنى |
Hala kar yağıyordu ve ben mağaranın ağzında bir gürültü duydum...ayı sesi gibi. | Open Subtitles | وكان الثلج يتساقط بغزاره .. بعدها .. سمعت صوتا قادما من بداية الكهف .. |
Altın yüzük ve madalyonları oyarken harfleri yaparken kazıdığın şeyler masanın üzerine düşüyor ve birikiyor. | Open Subtitles | عندما تنقشين ميداليات الذهب والخواتيم ما يتساقط عندما تنقشين الأحرف ويتراكم على الطاولة |
Dışarıda kar yağıyor. Soğuktan korunmanız için size bir şey verebilir miyim? | Open Subtitles | الثلج يتساقط بالخارج هل أقدّم لك مأوى من البرد؟ |
Çok fazla kar yağıyor. Sence kapak resmi alabilir miyiz? | Open Subtitles | ان الثلج يتساقط بشكل غزيرجداً هل تعتقد أنه يمكننا من الحصول على القليل من الصور؟ |
Havaya bakmak için. Hala kar yağıyor. | Open Subtitles | لأتفحص الطقس لا زال الثلج يتساقط |
Memlekette kar yağıyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الثلج يتساقط بالفعل فى بلادنا |
Anne! Kar yağıyor! Bu bir işaret! | Open Subtitles | أماه ، أنتِ محظوظة ، إن الثلج يتساقط |
Ben zavallı bir babayım... mutsuz... haydi, kar yağıyor. | Open Subtitles | أنا أبا فقراء... تعيسة حتى... تأتي، الثلج يتساقط. |
Saçlarım parça parça dökülüyor ama stresten değil. | Open Subtitles | حسناً شعري يتساقط في خصلات لكن ذلك ليس إجهاداً بالضرورة، أنا أتقدم في السن |
Kabarmış derilerin güzel çadırımızın her yerine dökülüyor. | Open Subtitles | هذا جلدك يتغلغل ويتقشر من ثم يتساقط في خيمتنا الجميله |
Kadın kum torbasını deliyor, kum dökülüyor. | Open Subtitles | تقوم بثقب حقيبة الرمل و يتساقط الرمل خارجاً |
Çok feci kar yağıyordu. Ve biz... | Open Subtitles | يمكنكم أن تروا الجليد البيض يتساقط من نافذى الفندق و |
Cefuroksime cevap vermiyor. Nabız oksimetresi pnömoni için fazla hızlı düşüyor ayrıca dermatiti var. | Open Subtitles | لا يستجيب للسيفروكسيم، أكسجين النبض عنده يتساقط أسرع ممن بمصابي الالتهاب الرئوي |
Yılın dokuz ayı kar, üç ayı da yağmur yağar. | Open Subtitles | "يتساقط الثلج بها تسعة أشهر بالسنة، وتمطر السماء بشدّة بالأشهر الثلاثة الباقية" |
Hayır, tüy döküyorum. Yani çiftleşmeye hazırım. | Open Subtitles | كلاّ , يتساقط مني الريش وهذا يعني أنّي مستعد للتزواج |
"Gökyüzünü kara bulutlar kapladı, yıldırım ve gök gürültüsü eşliğinde mürekkep kadar siyah iri yağmur damlaları şehrin üzerine yağdı. | Open Subtitles | غيوم سوداء أظلت المدينة مع برق ورعد يتساقط منها قطراتك كبيرة سوداء كالحبر |
Yüzünden sidik akıyor. | Open Subtitles | كان البول يتساقط على وجهه وهو يضحك |
Bu eski Maya harebelerine kar yağmaya başlarken... | Open Subtitles | يتساقط الجليد على حضارة اثار المايا القديمه |
Saçın dökülüyormuş. Ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شعرك يتساقط, أو شيئ من هذا القبيل |
Balkon kapılarımı açıp, taze beyaz ketenler gibi düşen karı izlemek ve kardan melekler yapmak için caddenin karşısındaki parka koşmak. | Open Subtitles | افتح باب شرفتي وأرى الثلج يتساقط مثل الكتان الأبيض النقي وثم أركض عبر الشارع الى المنتزه لأصنع ملائكة الثلج |
kürkleri evde tutuyorum , çünkü onlar biraz tüy döküyor. | Open Subtitles | و أبقيت الفرو في المنزل لأنه يتساقط قليلا |
Su aşağıya akıyor, dolabınızın üzerine damlıyor... ve tahta gevşemiş ve dolaptan ayrılacak gibi duruyor... ve bunu tamir etmek için bir şeye ihtiyacınız var. | Open Subtitles | ،الماء يتساقط هناك يتساقط على دولابك ... والخشب ينفك من الحائط ويلزمك شيئ لإصلاحه |
Yapraklar böyle dökülmeye devam ederse bir mucizeye ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | بهذا المعدل يتساقط ورق الشجر نحن نحتاج لمعجزة |