Sahilin arkasındaki sığ nehir ağzında takılıyorlar, ve ayılar nerede avlanıyorsa oradan saklanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتسكعون في مصب النهر الضحل وراء الشاطئ مختبئون من الدببة التي تصطادهم |
Birçok Avrupalı çöp buralarda takılır. | Open Subtitles | الكثير من الأوروبيين القذرين يتسكعون هنا |
Ya da onu başkası buldu. orda takılan, kaykaya binen, çocuklar mesela. | Open Subtitles | أو وجده شخص آخر، قد يكونون بعض الفتيان يتسكعون للتزلج على الألواح. |
..ve ortalıkta dolaşan bütün bu adamlara müsaade edemem. | Open Subtitles | وأنا لا يمكن ان اجعل كل هؤلاء الناس يتسكعون بالمنزل |
Korktuğum gibi. McLeod'un adamları onun oraya takılıyor. | Open Subtitles | هذا ماكنت اخشاه ، رجال ماكلويد يتسكعون حول مكانها |
- Yani, darklighters böyle güpegündüz takılmak ne zaman beri? | Open Subtitles | أقصد منذ متى المرشدين المظلمين يتسكعون في ضوء النهار بمثل هذا ؟ |
Tek bir kadınla takılırlar ama bazen bu fonksiyonu karşılamak isterler. | Open Subtitles | يتسكعون مع إمرأة واحدة , ولكن .. إلا إذا ، من حين لأخر مسموح لهم ان يحققوا مآربهم |
Bir de kimlerle takıldıklarını hatırlayabiliyor musun? | Open Subtitles | عظيم .. شكراً لك وهل تتذكر مع من كانوا يتسكعون ؟ |
Jarrod Fırtına Tepesi'nde takılıyorlarmış. | Open Subtitles | كان (جاريد) وأصدقاؤه يتسكعون في "ويذر توب". |
Beraber grup halinde takılıyorlar ve sevişiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتسكعون مع جماعة التسكع بعد ذلك يخلعون ثيابهم لأجل المتعة أنت لم تفعل ذلك |
Kötü adamlar da takılıyorlar orada. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشرار يتسكعون هناك ، أيضا. |
Sperminin çocukları artık burada mı takılıyorlar? | Open Subtitles | أطفال حيواناتك المنوية يتسكعون هنا الآن ؟ |
Cadde'nin kuzeybatısındaki bir kafede takılır. | Open Subtitles | يتسكعون في مقهى صغير في الشارع الـ18، في الشمال الغربي. |
Sörfçü çocuklarda Big Momma's'da takılır. | Open Subtitles | وراكبو الأمواج جميعهم يتسكعون بالأم الكبيرة. |
Tek ihtiyacın olan biraz peruk ve etrafında takılan üç beş Hobbit. | Open Subtitles | كل ما تحتاج إليه هو شعر مزيف و بعض المتملقين يتسكعون معك |
Lütfen bana senin de izin günlerinde iş yerinde takılan eziklere benzemeye başladığını söyleme? | Open Subtitles | رجاءً اخبرني أنّكَ لا تتحوّل أحد أولئكَ الحمقى الذين يتسكعون في مكان عملهم يوم عطلتهم. |
Bu koridorlarda gezip dolaşan erkeksi bir tür... Hayır. | Open Subtitles | او من الذكور المتنوعين يتسكعون عبر تلك عبر تلك القاعات، لا |
Ortalıkta dolaşan başbelaları. | Open Subtitles | لا يمكن أن نترك أمثاله يتسكعون هنا |
İkisi amma çok beraber takılıyor. Paniklemek için uygun bir an. | Open Subtitles | أولئك الفتيات يتسكعون كثيراً سوياً هذا توقيتاً جيداً للذعر |
Apartmanımdaki keşlerin hepsi posta kutusunun orada takılıyor. | Open Subtitles | كل المدمنين في مبناي يتسكعون عند صندوق البريد |
Tek sorunları seninkilerle takılmak. | Open Subtitles | إن المشكلة الوحيد مع أولادي هي أنهم يتسكعون مع أولادك |
Birlikte takılırlar, telefonda konuşurlardı. | Open Subtitles | يتسكعون ويتحدثون على الهاتف |
Birkaç isim ile nerede takıldıklarını biliyorum. | Open Subtitles | انظر. أعرف بعض الأسماء. أعرف أين يتسكعون. |
Senin hayaletler Filipinler'de takılıyorlarmış. | Open Subtitles | أشباحكِ يتسكعون في (الفلبين). |
Yani Jango'nun dostlarını ve takıldığı yerleri arıyoruz. | Open Subtitles | بالتالي نحن نبحث عن اصدقاء جانجو فيت او الاماكن التي يتسكعون بها |
Sosyal servisten konuştuğum bir kadın, evden kaçan pek çok çocuğun burada takıldığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً ، المرأة التي تكلمت إليها من الخدمات الجتماعية قالت ان الكثير من الهاربين يتسكعون هنا ماذا؟ |
Bizle takılmalarına alışmıştım. | Open Subtitles | مافهمته من هذا أنه من الرائع أنهم يتسكعون معنا |