ويكيبيديا

    "يتسكعون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • takılıyorlar
        
    • takılır
        
    • takılan
        
    • dolaşan
        
    • takılıyor
        
    • takılmak
        
    • takılırlar
        
    • takıldıklarını
        
    • takılıyorlarmış
        
    • takıldığı
        
    • takıldığını
        
    • takılmalarına
        
    Sahilin arkasındaki sığ nehir ağzında takılıyorlar, ve ayılar nerede avlanıyorsa oradan saklanıyorlar. Open Subtitles إنهم يتسكعون في مصب النهر الضحل وراء الشاطئ مختبئون من الدببة التي تصطادهم
    Birçok Avrupalı çöp buralarda takılır. Open Subtitles الكثير من الأوروبيين القذرين يتسكعون هنا
    Ya da onu başkası buldu. orda takılan, kaykaya binen, çocuklar mesela. Open Subtitles أو وجده شخص آخر، قد يكونون بعض الفتيان يتسكعون للتزلج على الألواح.
    ..ve ortalıkta dolaşan bütün bu adamlara müsaade edemem. Open Subtitles وأنا لا يمكن ان اجعل كل هؤلاء الناس يتسكعون بالمنزل
    Korktuğum gibi. McLeod'un adamları onun oraya takılıyor. Open Subtitles هذا ماكنت اخشاه ، رجال ماكلويد يتسكعون حول مكانها
    - Yani, darklighters böyle güpegündüz takılmak ne zaman beri? Open Subtitles أقصد منذ متى المرشدين المظلمين يتسكعون في ضوء النهار بمثل هذا ؟
    Tek bir kadınla takılırlar ama bazen bu fonksiyonu karşılamak isterler. Open Subtitles يتسكعون مع إمرأة واحدة , ولكن .. إلا إذا ، من حين لأخر مسموح لهم ان يحققوا مآربهم
    Bir de kimlerle takıldıklarını hatırlayabiliyor musun? Open Subtitles عظيم .. شكراً لك وهل تتذكر مع من كانوا يتسكعون ؟
    Jarrod Fırtına Tepesi'nde takılıyorlarmış. Open Subtitles كان (جاريد) وأصدقاؤه يتسكعون في "ويذر توب".
    Beraber grup halinde takılıyorlar ve sevişiyorlar. Open Subtitles إنهم يتسكعون مع جماعة التسكع بعد ذلك يخلعون ثيابهم لأجل المتعة أنت لم تفعل ذلك
    Kötü adamlar da takılıyorlar orada. Open Subtitles هناك الكثير من الأشرار يتسكعون هناك ، أيضا.
    Sperminin çocukları artık burada mı takılıyorlar? Open Subtitles أطفال حيواناتك المنوية يتسكعون هنا الآن ؟
    Cadde'nin kuzeybatısındaki bir kafede takılır. Open Subtitles يتسكعون في مقهى صغير في الشارع الـ18، في الشمال الغربي.
    Sörfçü çocuklarda Big Momma's'da takılır. Open Subtitles وراكبو الأمواج جميعهم يتسكعون بالأم الكبيرة.
    Tek ihtiyacın olan biraz peruk ve etrafında takılan üç beş Hobbit. Open Subtitles كل ما تحتاج إليه هو شعر مزيف و بعض المتملقين يتسكعون معك
    Lütfen bana senin de izin günlerinde iş yerinde takılan eziklere benzemeye başladığını söyleme? Open Subtitles رجاءً اخبرني أنّكَ لا تتحوّل أحد أولئكَ الحمقى الذين يتسكعون في مكان عملهم يوم عطلتهم.
    Bu koridorlarda gezip dolaşan erkeksi bir tür... Hayır. Open Subtitles او من الذكور المتنوعين يتسكعون عبر تلك عبر تلك القاعات، لا
    Ortalıkta dolaşan başbelaları. Open Subtitles لا يمكن أن نترك أمثاله يتسكعون هنا
    İkisi amma çok beraber takılıyor. Paniklemek için uygun bir an. Open Subtitles أولئك الفتيات يتسكعون كثيراً سوياً هذا توقيتاً جيداً للذعر
    Apartmanımdaki keşlerin hepsi posta kutusunun orada takılıyor. Open Subtitles كل المدمنين في مبناي يتسكعون عند صندوق البريد
    Tek sorunları seninkilerle takılmak. Open Subtitles إن المشكلة الوحيد مع أولادي هي أنهم يتسكعون مع أولادك
    Birlikte takılırlar, telefonda konuşurlardı. Open Subtitles يتسكعون ويتحدثون على الهاتف
    Birkaç isim ile nerede takıldıklarını biliyorum. Open Subtitles انظر. أعرف بعض الأسماء. أعرف أين يتسكعون.
    Senin hayaletler Filipinler'de takılıyorlarmış. Open Subtitles أشباحكِ يتسكعون في (الفلبين).
    Yani Jango'nun dostlarını ve takıldığı yerleri arıyoruz. Open Subtitles بالتالي نحن نبحث عن اصدقاء جانجو فيت او الاماكن التي يتسكعون بها
    Sosyal servisten konuştuğum bir kadın, evden kaçan pek çok çocuğun burada takıldığını söyledi. Open Subtitles حسناً ، المرأة التي تكلمت إليها من الخدمات الجتماعية قالت ان الكثير من الهاربين يتسكعون هنا ماذا؟
    Bizle takılmalarına alışmıştım. Open Subtitles مافهمته من هذا أنه من الرائع أنهم يتسكعون معنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد