Deedsy, McEnroe'yla takılıyor. | Open Subtitles | انظرو لديدز وهو يتسكع مع جون ماكنــرو هذا رائع |
İki sersemle takılıyor ama Lindsey ondan uzak durmamı söylüyor. | Open Subtitles | يتسكع مع فاشلين لكن ليندسي تقول انه يجب ان أبتعد عنه |
Şu, mağara tipli adamla takılıyor genelde. | Open Subtitles | وهو يتسكع مع هذا الفتي الذي يبدو كرجل كهف محب لموسيقي الجاز |
Yanlış insanlarla takılıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يتسكع مع النوعية الخاطئة من الناس |
Yeğeninin Latin Rahipler ile takıldığını biliyoruz. | Open Subtitles | أننا نعلم بأن أبن أخيك يتسكع مع العصابة اللاتينية |
Muhtemelen bu herif kendisi gibi yasadışı kaçaklarla birlikte takılıyordur. | Open Subtitles | كان يتسكع مع - عشرون من الفضائين الغير شرعين |
Kokuşmuş, sporcu olamaz, ama belki sporcularla takılıyor olabilir. | Open Subtitles | حسنا بيج بين هنا بالتأكيد ليس رياضى ولكن ربما كان يتسكع مع بعض الرياضيين |
Sadece FBI'dan arkadaşlarıyla takılıyor. | Open Subtitles | ولا يتسكع مع أحد سوى هؤلاء الشباب الذين يعملون في تطبيق القانون |
Bu yerli bir pilice takılıyor. | Open Subtitles | الهندي يتسكع مع فتاة تعيش في الشارع |
Muhtemelen yaz tatilindeki çıplak üniversiteli kızlarla takılıyor. | Open Subtitles | يتسكع مع طالبات عاريات في عطلة الربيع |
Ve hala dostlarıyla takılıyor. | Open Subtitles | ومازال يتسكع مع أصدقائه |
Yeni kız arkadaşıyla takılıyor. | Open Subtitles | هو يتسكع مع حبيبته الجديدة |
Karina meteoruyla takılıyor. | Open Subtitles | يتسكع مع المذنب كارينا. |
- O kötü adamlarla takılıyor. | Open Subtitles | هو يتسكع مع اشخاص سيئيين |
- Jean'le Jim'in evinde takılıyor. | Open Subtitles | -"انه يتسكع مع " جيم " و " جين |
Adam hala bazen Goldie Hawn ve Kurt Russell ile takılıyor. | Open Subtitles | ما زال يتسكع مع (غولدي هاون) و(كيرت راسل) أحياناً |
Son bir kaç yıldır her çeşit insanla takılıyordu. | Open Subtitles | كان يتسكع مع جميع الأصناف في الأعوام الأخيرة |
Charlie, köprünün altındaki "Duncan" denen elemanla takılıyordu. | Open Subtitles | تشارلي كان يتسكع مع ذلك الرجل دنكن من تحت الجسر |
Dün gece Phillip Kopus'la takıldığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون انه كان يتسكع مع (فيليب كوبس) الليلة الماضية |
Şaşırmıştım. Brandon'ın daha önce biriyle takıldığını duymadım. Onun tipi gibi durmuyordu. | Open Subtitles | تفاجأت لم أسمع أن (براندون) يتسكع مع أي أحد، لم تبدُ كنوعه المفضل |
Biriyle takılıyordur diye düşündük. | Open Subtitles | لقد تبينا للتو أنه يتسكع مع أحدهم |
- Alan'la takılıyordur. | Open Subtitles | - من الواضح -أنه يتسكع مع (آلن) |