| Patron, bu çocuk sanki merdiven varmış gibi dağlara tırmanıyor! | Open Subtitles | . أيها الزعيم ، هذا الولد يتسلق الجبل كما لو أنه بضع درجات سلم |
| Adam hayır işleri için tüm dünyayı dolaşıyor dağlara tırmanıyor, uçak kullanıyor. | Open Subtitles | انه يطوف العالم و يقوم بالاعمال الخيرية يتسلق الصخور يحلق بالطائرات |
| Empire State Binası'na tırmanan adamın hikâyesi var. | Open Subtitles | ِ اعتقد .. رجل في زي بطل خارق يتسلق بناية امباير ستيت |
| Bir yavru yarasa, bir cenaze sarisine tırmanır. | TED | خفاش صغير يتسلق الساري الخاص بالجنازات. |
| Uzun sarı saçlarına tırmanıp, ...portatif yatak kulenden seni kurtarması için mi? | Open Subtitles | هل سوف يتسلق شعرك الأشقر وينقذكِ من برج سريرك؟ انتظري ، انك لا تعرفين أي رجل |
| - Kardeşinin adını hiç duymadım. - Niye tırmanacak? | Open Subtitles | أتذكر اننى قرأت عنه لماذا لا يريد ان يتسلق ؟ |
| Garajdan eve geldim, onu pencereden tırmanırken gördüm. | Open Subtitles | دخلت المنزل عبر الجراج ورأيته يتسلق النافذة |
| Peşinden her gittiğimde daha da yükseğe tırmanıyor. | Open Subtitles | في كل مرةٍ اصعد خلفهُ فهوَ يتسلق إلى الأعلى |
| İki. Bilinmeyen kişi arka duvara tırmanıyor, bekleyin. | Open Subtitles | من إثنان، المجهول يتسلق الحائط الخلفي، وأنا أنتظر بالخارج |
| Bu bir sır. Hayvan etkin bir şekilde kayarak tırmanıyor ve bakın -- ve faaliyet, aslında, son derece, saygıyla zemini kapıyor. | TED | إنه سر. يتسلق الحيوان بفعالية بالإنزلاق والنظر -- والفعل، في الواقع، وبشكل رهيب، مع الإحترام للقافزين على السطح. |
| 1908'de adamları, bu aktif yanardağa tırmanan ilk insanlar oldular. | Open Subtitles | في عام 1908، بات رجاله أول من يتسلق هذا البركان النشيط |
| Tepeye ilk tırmanan Chicago İtfaiyesi montu kazanacak. | Open Subtitles | أول من يتسلق العلوية يحصل على سترة قسم الإطفائية |
| Balkonlara tırmanırdı. Kız için her yere tırmanır, her şeyi yapardı. | Open Subtitles | لقد كان يزحف على البلكونة كان يتسلق أي مكان , يفعل أي شيئ لأجلها |
| Geveze maymun ilkbaharda ağaçların tepelerine tırmanır ve kendini uzun boylu sanır. | Open Subtitles | القرد الثرثار يتسلق قمم الأشجار في الربيع و يظن نفسه طويلاً |
| Küçükken bir keresinde kaldığımız evin etrafındaki çitlerin üzerine tırmanıp direklerin arasından atlayordu. | Open Subtitles | أنا أتذكر عندما كان صبياً صغيراً كان يتسلق السياج حول ملكيتنا ويمشي على طول إمتداده |
| Çembere tırmanacak, ben de onu takip edecektim. | Open Subtitles | و يتسلق القوس و أقوم باللحاق بـه |
| Bir komşu bu adamı balkonunuza tırmanırken görmüş bayan. | Open Subtitles | الجيران شاهدوا هذا الشخص يتسلق إلى شرفتك يا سيدتي |
| İşte, İtalyan Aygırı, Rocky Balboa, ringe çıkıyor. | Open Subtitles | .ها هو الحصان الأيطالى روكى بالبوا يتسلق الحلبة |
| Adam: Bugün ilk kez biri bununla duvara tırmandı. | TED | الرجل: هذه أول مرة يتسلق بها شخص في الواقع |
| Tahta bacaklı biri, kedi gibi duvarlara tırmanması. | Open Subtitles | رجل برجل خشبيه يتسلق الجدران برشاقه القط |
| Balkona daha yakından bakacak olursan, göreceksin ki, herhangi bir kimse oraya tırmanamaz. | Open Subtitles | لو نظرت بشكل مقرب للشرفة ستجد أنه غير ممكن بشرياً لأن يتسلق شخص من هنا |
| Direğe tırmanmayı reddettiyse, ben nasıl yardımcı olabilirim ki? | Open Subtitles | كيف أفعلها إذا هو يرفض أن يتسلق القطب ؟ |
| Büyük ihtimalle kendini yukarı çekmeye çalışmış. | Open Subtitles | في الغالب حاول أن يتسلق علي الحبل لإنقاذ نفسة |
| Belki bilmiyorsunuz, ama o daha on iki... yaşındayken o dağa tırmanmıştı. | Open Subtitles | ربما انت لا تعرفه, انه يتسلق الجبال منذ ان كان فى 12 من عمره |
| Duvarlara örümcek gibi tırmanmıyor Bat mobil'i olan bir milyoner değil uçamıyor da... | Open Subtitles | لم يتسلق الجذران مثل العنكبوت هو ليس ميليونيرا و لا يملك السيارة الخفاشية و لا يمكنه التحليق |