Sanatçılar, ulusal sınırların ötesinde hayal edilemeyecek kadar fazla dilde, türde ve felsefede hikâyeler anlattılar. | TED | يروي فنانو السينما القصص عبر الحدود الوطنية بالعديد من اللغات و الأساليب و الفلسفات التي يمكن للمرء أن يتصورها. |
Gerçek, herhangi birimizin hayal edebileceğinden daha inanılmaz. | Open Subtitles | الحقيقة أكثر دهشة مما يستطيع أحداً أن يتصورها |
Gerçekten de hayal edemeyeceğim kadar karanlık ve yalnız bir yolculuk olmalıydı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها حقاً أكثر الرحلات وحشةً يمكن أن يتصورها أحد |
Eğer ona parmağını bile sürecek olursan yemin ederim senin şeytan beyninin bile hayal edemeyeceği şekillerde acı çektiririm. | Open Subtitles | قسمًا إن مسستها، فسأجعلك تعاني بطرق لا يتصورها حتّى عقلك الشرير. |
- Bir nesneyi yok etme yolculuğundayız. Taşıyan kişiye hayal bile edilemeyecek bir güç veren bir nesne. | Open Subtitles | نحن في رحلة لتدمير أداة تؤتي حاملها قوة لا يتصورها عقل. |
Uluslararası silah satıcısı, kaçakçı, birinin hayal edebileceği neredeyse her yasadışı ticaretin adamı. | Open Subtitles | تاجر أسلحة دولية ، مُهرب له رابط بجميع أشكال التجارة الغير قانونية التي قد يتصورها أى شخص |
Kurucu Babaların hayal edemeyeceği bir durumla başa çıkmaya çalıştı. | Open Subtitles | معالجة مسألة لم يتصورها الآباء المؤسسون |