Tozlar havada uçuşuyordu, yer ayağımın altında bir salıncak gibi sallanıyordu. | TED | الغبار كان يتطاير في الهواء، والأرض كانت كالأرجوحة تحتي. |
Sürüyle kurşun havada uçuşuyordu. | Open Subtitles | بالتأكيد كان الرصاص يتطاير بسرعة كبيرة هنا |
Baş yukarda, çene önde, saçlar rüzgarda uçuşuyor... | Open Subtitles | رأسك مرفوع ،ذقنك بارز , شعرك يتطاير بالهواء. |
Whoo-hoo! Asfalt uçuşuyor be! | Open Subtitles | أنظر لهذا الإسفلت وهو يتطاير |
Bu insanlar nerede çalışıyor ki kâğıtları oradan oraya uçuyor? | Open Subtitles | أين يعمل هؤلاء الناس حيث يتطاير الورق من مكاتبهم؟ |
Tüm köy görebilsin diye rüzgarda dalgalanıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يتطاير مع الرياح ليراه سكّان القرية كلّها |
O elbisenin etekleri uçuştuğunda kimse kulaklara bakmaz. | Open Subtitles | فعندما يتطاير هذا الفستان لن ينظر أحد إلى أذنيك |
Anneciğim, ...ikişer ikişer saçımdaki rüzgârı sürükler. | Open Subtitles | أمي، إن شعري... يتطاير بواسطة الرياح |
Her zaman baş örtüsü takar. Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken deniz kıyısında da yürüyüş yaptım. | TED | ترتدي دائما حجابها. و لكنني مشيت معها ذات مرة على شاطئ و شعرها الطويل يتطاير مع النسمات |
Dün gece tüyler uçuşuyordu biraz, küçük kuşların tüyleri. | Open Subtitles | كان هناك بعض الريش لطير صغير يتطاير ليلة أمس. |
Yahniyle döndüğümde her yerde kurşunlar uçuşuyordu. | Open Subtitles | عندما عُدت بالحساء الرصاص كان يتطاير في كل مكان |
Kıvılcımlar uçuşuyordu tabii. Fakat bu bir üçlü mü olacak? | Open Subtitles | كان الشرر يتطاير بالتأكيد لكن أسيكون بين ثلاثتهم؟ |
Çevremizdeki otlar patlıyor, ağaçların kabukları havada uçuşuyordu. | Open Subtitles | كانت حشائش السرخس .. وغيرها تتفجر من حولنا .. ولحاء الأشجار يتطاير |
saçları havada uçuşuyor. | Open Subtitles | وشعرها يتطاير فى المكان كله |
Saçım rüzgarda uçuşuyor. | Open Subtitles | شعري يتطاير في الرّيح |
Ardı arda darbeler ve kurşunlar uçuşuyor. | Open Subtitles | ضربات متتالية ورصاص يتطاير |
Kurşunlar uçuyor, asiler saldırıyor, insanlar acı çekiyor. Hiç seksi biri yoktu. | Open Subtitles | الرصاص يتطاير ، هجمات الثوار معاناة البشر |
Tüm köy görebilsin diye rüzgarda dalgalanıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يتطاير مع الرياح ليراه سكّان القرية كلّها |
Yan komşunuz TV'nin sesini sonuna kadar açıp bir yarışma şov izleyecekse veya volkana benzer bir patlamada kişisel eşyalarınız duvara veya tavana yapıştığında ve alevler içinde gecenin karanlığında uçuştuğunda. | Open Subtitles | قدم المساعده تكون ضروريه عندما يكون جارك يشاهد برنامج الألعاب بأعلي صوت أو عندما يتطاير حطام ما أعتد أن يكون أغراضك الشخصيه |
Anneciğim, ...ikişer ikişer saçımdaki rüzgârı sürükler. | Open Subtitles | أمي، إن شعري... يتطاير بواسطة الرياح |