ويكيبيديا

    "يتعارض مع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • aykırı
        
    • ters
        
    • çakışıyor
        
    • müdahele
        
    • çelişiyor
        
    Son olarak, Aydınlanma insan doğasına aykırı mı? TED أخيرا، هل التنوير يتعارض مع الطبيعة البشرية؟
    Bay Gladstone'a aldığınız talimatlara aykırı hareket ettiklerinizi bana göre, çatıştıklarınızı bildireceğim. Open Subtitles على الاطلاق سيدى ، اننى هنا لأبلغ مستر جلادستون عن كل شئ تقوم به هذا فى اعتقادى يتعارض مع تعليماتك
    Tabii, delil zinciri konusunda polis kural ve uygulamalarına ters düşmesinden ve ağır şekilde profesyonellik dışı olmasından başka. Open Subtitles ما عدا أنه يتعارض مع قواعد وممارسات الشرطة القياسية يما يتعلّق بالأدلّة، بالإضافة إلى أنّ هذا غير مهنيّ بالمرّة؟
    Bunun dışındaki her şey bizim değerlerimize ters düşerdi. Çıkarlarımıza ters düşerdi. Temsil ettiğimiz insanların isteklerine ters düşerdi. TED أي شيء يتعارض مع قيمنا، سيتعارض مع تطلعات الشعب يتعارض مع اهتماماتنا
    Ne yaparsan yap nikâh büyük bir davayla çakışıyor diye gizlice evlenmeyi teklif etme. Open Subtitles إيّاك واقتراح الفرار للزواج سرّاً لأنّ الزفاف يتعارض مع قضيّة كبرى مقبلة
    Sanırım Muhasebe Kulübü Glee'yle çakışıyor. Open Subtitles أعتقد بأن نادي المحاسبه يتعارض مع نادي جلي
    Felç ayrıca bedenin bizi canlı saklamak için tasarlanmış iç sistemlerine müdahele ediyor. TED إنّ الشلل يتعارض مع أنظمة الجسم الداخليّة، والتي صُممت لتُبقينا على قيد الحياة.
    Bazı küçük detaylarında, açık bir şekilde görebiliriz ki patent yasaları kendi maksadıyla çelişiyor yararlı sanatların ilerlemesini teşvik etmek. TED إنها الأجزاء الصغيرة منه، وفي هذه التفاصيل الصغيرة يمكن أن نرى بوضوح قانون البراءات يتعارض مع مقصده: لتعزيز تقدم الفنون المفيدة.
    Şirket politikasına aykırı olsa da senin kökünü kazıyacağım. Open Subtitles يجب ان اجد لك حل جزرى حتى لو كان هذا يتعارض مع القواعد
    Şu sevgilin ve eski sevgilinin arkadaş olmaları bence bu işin doğasına aykırı. Open Subtitles الصديقة والصديقة السابقة كصديقين؟ أظن أنه يتعارض مع الطبيعة
    Acı çeken insanları sadece izleyebiliyor ki bu durum yeminine aykırı. Open Subtitles فلقد كانت تشاهد معاناة كل هؤلاء الناس و الذي يتعارض مع ما أقسمت من أجله
    Ama asil varsayımlara ve boş jestlere dayanan ve özünde sembolik bir organizasyon olan gerçek Birleşmiş Milletler'e aykırı bir seçim. Open Subtitles و هذا يتعارض مع ما تمثله الأمم المتحدة نفسها منظمة رمزيه أساساً تأسست على مبادئ رفيعة
    Çocuklarını kaybetmenin bir şeylerin doğasına aykırı olduğunu söyledin. Open Subtitles : لقد قلتي فقدان ابن يتعارض مع النظام الطبيعي للأمور
    Mahkum değiştokuşu politikasına tamamen ters. Open Subtitles جنرال , هذا يتعارض مع السياسات الرسمية لتبادل السجناء
    Ki bu, onun asla uyumayacağına dair olan teorime ters. Open Subtitles والذي يتعارض مع نظريتي بأنها لن تفعل ذلك
    Bak,... biliyorum varlığınızın son zerresine kadar size ters bir şey ama,lütfen... kan dökmemeyi deneyin? Open Subtitles أعرف أن هذا يتعارض مع كل ذرة من كيانك، ولكن هل يمكن أن يرجى محاولة لتجنب إراقة الدماء؟
    Uzayda olacağım tarih kızınızla evleneceğim tarihle çakışıyor. Open Subtitles ...إذن الموعد سوف يتعارض مع زواجي من إبنتك
    Ama bu cinayetin vahşetiyle çakışıyor. Open Subtitles و لكن .. هذا يتعارض مع وحشية القتل
    - ... şeyle çakışıyor... Open Subtitles ... إنه يتعارض مع سمعتك ؟
    Eğer bu bir okyanus gezegeniyse ve biz sadece küçük bir azınlıksak bu insanoğlunun düşündüğü bir çok şeye müdahele ediyor. TED اذا كان هذا كوكب محيط ولدينا فقط أقلية صغيرة من هذا الكوكب، انه فقط يتعارض مع الكثير من ما تعتقده الانسانية.
    Gerçi bu yasa 1990 yılındaki Devlet, Eichman duruşmasında ortaya çıkan birinci anayasa değişiklikleri konuşma özgürlüğü yasasıyla çelişiyor. Open Subtitles و على الرغم من تطبيق القانون يتعارض مع الحق الأول لحريّة التعبير على النحو المنصوص به عام 1990 في القضية لدى المحكمة العليا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد