Bu odadaki herkes kendi alanlarına özgü mum problemleri ile uğraşıyor. | TED | كل شخص في هذه الغرفة يتعامل مع نسخته الخاصة من لغز الشمعة. |
Yeniden rozet takmak istiyorsa bunun gibi şeylerle baş edebilmek zorunda. | Open Subtitles | لو تريد ان ترتدى الشارة, يجب ان يتعامل مع هذة الظروف. |
Loto kuponunu birine vermek zorundasın. Parayı idare etmesini bilen, akıllı biri. | Open Subtitles | لابّد أن تعطي تذكرة اليانصيب إلى شخص ما شخص يعلم كيف يتعامل مع المال، شخص فاخر |
Beynin de acıya cevap vermesi ve acı sinyalleriyle başa çıkması gerekir. | TED | يستجيب الدماغ أيضا إلى الألم ولابد أن يتعامل مع إشارات الألم تلك |
Garret Top'un gösterisi gülünçtü. Onu yayına alacağım. Randy onunla ilgileniyor. | Open Subtitles | سأترك القمة تستمر لأطول مدة راندى يتعامل مع هذا |
Fizik, deneylerin sonucuyla ilgilenir veya konu astronomi ise gözlemlere dayanır. | Open Subtitles | يتعامل مع نتائج التجارب, أو فى حالة علم الفلك, الملاحظات. |
Şirket Stratejik Planlaması diğer şirketteki tüm bölümlerle ilgilenen tek departman. | Open Subtitles | لأن القسم البيئي هو القسم الوحيد الذي يتعامل مع بقية الأقسام |
Düşündüğünden daha kötü karşıladı. | Open Subtitles | يبدو أنه يتعامل مع الامور أسوأ مما توقعت. |
Çok uzun süredir suçlularla uğraşıyor. | Open Subtitles | إنه يتعامل مع المُجرمين لأوقات طويلة جداً |
Montag şimdi de bunlarla mı uğraşıyor? Hayır, efendim. | Open Subtitles | آه إذن مونتاج يتعامل مع الاعتقالات الآن , حقاً؟ |
Çünkü kişinin birşeye eğilimiyle uğraşıyor, Tanrı'nın iradesine karşı gelerek. | Open Subtitles | هذا لأنه يتعامل مع ناس يميلون لهذا الشيء |
Hepimiz, olgun bir yetişkin gibi zorluklarla baş etmeyi öğrenmek zorundayız. | Open Subtitles | كلاُ منا,في طريقه,يجب أن يتعلم كيف يتعامل مع المصاعب بإسلوب واعٍ و ناضج |
AmcüfiS yaparsın ki bazılarımız can slkırntısı ve.... ...bunalımla baş etmek için babadan kalma reçetesiz yollara baş vuruyor. | Open Subtitles | المعذرة، ولكن بعضنا يتعامل مع السأم والكآبة بطريقة القديمة غير الموصوفة |
Bu süre içerisinde, Edgar oldukça iyi idare etti ama onunla işlere yetişebileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | وحتى الان فهو يتعامل مع الأمر جيداً ولكني أعتقد أن الأمر بدأ يستولي عليه |
Biri kumandayla nasıl başa çıkacağı bir de turtayı nasıl ısıtacağı. | Open Subtitles | كيف يتعامل مع جهاز التحكم عن بعد ومدى دفء تلك الفطيرة |
Doktor Zaz, salgınla ilgileniyor. İçeride. | Open Subtitles | الدكتور ذاذ يتعامل مع الثورة انه بالداخل |
Hayır, o daha çok kuşlarla, böceklerle gezegenlerle, atomlarla, doğayla ilgilenir. | Open Subtitles | لا اعرف ، هو يتعامل مع الطيور والحيوانات الصغيرة الكواكب السيارة والجسيمات |
Ve belkide safça global yaşam türlerinin yaşam uzunluğuyla ilgilenen bir bilim dalının dahi bulunmamasına şaşırmıştım. | TED | و ربما بسذاجة تفاجأت بعدم وجود قسم في العلوم يتعامل مع هذه فكرة طول العمر لدى المخلوقات الموجودة حول العالم |
- Olayı nasıl karşıladı? | Open Subtitles | كيف يتعامل مع الوضع ؟ |
Tüm bu büyük beklentilerle nasıl baş ediyor sence? | Open Subtitles | كيف ترونه يتعامل مع كافة هذه التوقعات الهائلة؟ |
Projeyi beraberce ortaya koyan bizdik, bundan dolayı tüm şikâyetlerle uğraşan biziz. | Open Subtitles | نحن الذين وضعنا المشروع معاً إذن نحن من يتعامل مع كل الشكاوي |
Hayır, kimse panayırda çalışan biriyle uğraşmak istemez işte bu yüzden Frank çalışan biri kılığına girecek. | Open Subtitles | لا أحد يريد أن يتعامل مع كارني , لهذا فرانك سيتضاهر بأنه واحد 300 00: 16: 08,509 |
Bırakalım bunu kendi bildiği yoldan halletsin. | Open Subtitles | دعوه يتعامل مع هذا الوضع بالوقت الذي يراه مناسباً و بالطريقة التي يجدها مناسبة |
Evet, özellikle şu iğrenç... ceset işiyle uğraştığı için. | Open Subtitles | نعم خاصة انه يتعامل مع قضية الجثة الشنيعة |
Üzgünüm, ama burada işler biraz karışık. Babam, annemin eşyalarının üstesinden gelemiyor. | Open Subtitles | آسف، الوضع هنا مزري فوالدي لم يتعامل مع أي من أغراض أمي. |
Bu vize olayıyla tek bir kişinin ilgilenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لأن هناك شخص مختلف فى كل مرة لا يوجد أحد يتعامل مع طلبنا بالتحديد |