Bir yukarı bir aşağı yürürken onu dinlerdim bütün gece, peşpeşe her gece onu düşünüp, onu kaybettiği için kendine işkence ederek. | Open Subtitles | كنت أسمعه يسير ذهاباً وأياباً , ذهاباً وأياباً طوال الليل ليلة بعد ليلة يفكر فيها يتعذب لفقدانه لها |
Bir yukarı bir aşağı yürürken onu dinlerdim bütün gece, peşpeşe her gece onu düşünüp, onu kaybettiği için kendine işkence ederek. | Open Subtitles | كنت أسمعه يسير ذهاباً وأياباً , ذهاباً وأياباً طوال الليل ليلة بعد ليلة يفكر فيها يتعذب لفقدانه لها |
- Sorun değil. Ama şu anda elimizde işkence gören bir adam var. | Open Subtitles | لكن الآن لدي رجل يتعذب على مرأى من الناس فكيف سأبدو إذا مات ؟ |
- Mamafih, hali ortada. | Open Subtitles | -وها هو يتعذب |
Belki de acı çekiyor, haykırıyor ve biz onu duyamıyoruz. | Open Subtitles | ربما هو يتعذب ويصرخ وينادي لكننا هنا لا نسمعه |
Acı çekişini görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدينه أن يتعذب ؟ لا |
Fakat,çok acı çekmesi dışında, hiçbir şey öğrenemedik. | Open Subtitles | و لكنا لم نعرف شيئاً سوى أنه يتعذب بشكل رهيب |
Ama şu anda elimizde işkence gören bir adam var. | Open Subtitles | لكن الآن لدي رجل يتعذب على مرأى من الناس فكيف سأبدو إذا مات ؟ |
Bir kaç gün önce adamın biri terörle suçlandığı için işkence gördü. Binlerce kilometre öteden dünyanın şifresi değişti. Ama bu şifreden önce, Rizwan Khan 2 adım öne geçti. | Open Subtitles | منذ بعض الايام الماضية كان ذلك الرجل يتعذب بسبب اتهامه بالإرهاب أليس من واجبنا أن ندعمه |
Ama birisi bunun için işkence görmesi gerektiğini düşünmüş | Open Subtitles | لكن سيده أراد له أن يتعذب حتى الموت بالمقابل |
Hapiste kaldıktan ve işkence gördükten sonra, berbat yazıyorsun. | Open Subtitles | بعد ان يكون الشخص بالسجن و يتعذب بشكل منهجي و يومي فإن الخط سوف يصبح سيء |
Onun işkence görmesini ve öldürülüşünü izledi, her anını. | Open Subtitles | لقد رأته يتعذب ويقتل لحظة بلحظة |
Amanda öldü, Jack ölüyor olabilir Padma'nın babasına işkence ediliyor ve onu ölmekten kurtarmanın tek yolu yalnızca benim tamamlayabileceğim muhtemelen ölümcül bir bilgisayar programını onlara teslim etmek. | Open Subtitles | أماندا) قُتلت، (جاك) من) المحتمل أن يحتضر والد (بادما) يتعذب والطريقة الوحيدة لإنقاذه من الموت |
Şu anda ona işkence ediyorlardır muhtemelen. | Open Subtitles | من المحتمل أنه يتعذب الآن |
Kimsenin işkence çektiği yok. Lütfen, buyurun oturun. | Open Subtitles | لن يتعذب أحد اجلس رجاءً |
Klaus'un o sırada bir şeyleri görebilmesi şaşırtıcı. Yine o işkence görmüş küçük çocuğu gördü. | Open Subtitles | عجيب أن (كلاوس) ما رآها البتة، إلا أنه رأى ذاك الطفل يتعذب. |
- Mamafih, hali ortada. | Open Subtitles | -وها هو يتعذب |
Julian ise...yaptıklarından ötürü acı çekiyor. | Open Subtitles | اما (جوليان) ، انه يتعذب لمافعله في حياته |
Will, kaçınılmaz değişimi konusunda acı çekiyor. | Open Subtitles | (ويل) يتعذب بسبب التغيير الذي لا مفر منه |
Acı çekişini görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدينه أن يتعذب ؟ لا |
- Martin'in neden acı çekmesi gerekiyor? | Open Subtitles | -لماذا يجب على (مارتن) أن يتعذب ؟ |