ويكيبيديا

    "يتعذب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • işkence
        
    • Mamafih
        
    • acı çekiyor
        
    • Acı çekişini
        
    • acı çekmesi
        
    Bir yukarı bir aşağı yürürken onu dinlerdim bütün gece, peşpeşe her gece onu düşünüp, onu kaybettiği için kendine işkence ederek. Open Subtitles كنت أسمعه يسير ذهاباً وأياباً , ذهاباً وأياباً طوال الليل ليلة بعد ليلة يفكر فيها يتعذب لفقدانه لها
    Bir yukarı bir aşağı yürürken onu dinlerdim bütün gece, peşpeşe her gece onu düşünüp, onu kaybettiği için kendine işkence ederek. Open Subtitles كنت أسمعه يسير ذهاباً وأياباً , ذهاباً وأياباً طوال الليل ليلة بعد ليلة يفكر فيها يتعذب لفقدانه لها
    - Sorun değil. Ama şu anda elimizde işkence gören bir adam var. Open Subtitles لكن الآن لدي رجل يتعذب على مرأى من الناس فكيف سأبدو إذا مات ؟
    - Mamafih, hali ortada. Open Subtitles -وها هو يتعذب
    Belki de acı çekiyor, haykırıyor ve biz onu duyamıyoruz. Open Subtitles ربما هو يتعذب ويصرخ وينادي لكننا هنا لا نسمعه
    Acı çekişini görmek ister misin? Open Subtitles هل تريدينه أن يتعذب ؟ لا
    Fakat,çok acı çekmesi dışında, hiçbir şey öğrenemedik. Open Subtitles و لكنا لم نعرف شيئاً سوى أنه يتعذب بشكل رهيب
    Ama şu anda elimizde işkence gören bir adam var. Open Subtitles لكن الآن لدي رجل يتعذب على مرأى من الناس فكيف سأبدو إذا مات ؟
    Bir kaç gün önce adamın biri terörle suçlandığı için işkence gördü. Binlerce kilometre öteden dünyanın şifresi değişti. Ama bu şifreden önce, Rizwan Khan 2 adım öne geçti. Open Subtitles منذ بعض الايام الماضية كان ذلك الرجل يتعذب بسبب اتهامه بالإرهاب أليس من واجبنا أن ندعمه
    Ama birisi bunun için işkence görmesi gerektiğini düşünmüş Open Subtitles لكن سيده أراد له أن يتعذب حتى الموت بالمقابل
    Hapiste kaldıktan ve işkence gördükten sonra, berbat yazıyorsun. Open Subtitles بعد ان يكون الشخص بالسجن و يتعذب بشكل منهجي و يومي فإن الخط سوف يصبح سيء
    Onun işkence görmesini ve öldürülüşünü izledi, her anını. Open Subtitles لقد رأته يتعذب ويقتل لحظة بلحظة
    Amanda öldü, Jack ölüyor olabilir Padma'nın babasına işkence ediliyor ve onu ölmekten kurtarmanın tek yolu yalnızca benim tamamlayabileceğim muhtemelen ölümcül bir bilgisayar programını onlara teslim etmek. Open Subtitles أماندا) قُتلت، (جاك) من) المحتمل أن يحتضر والد (بادما) يتعذب والطريقة الوحيدة لإنقاذه من الموت
    Şu anda ona işkence ediyorlardır muhtemelen. Open Subtitles من المحتمل أنه يتعذب الآن
    Kimsenin işkence çektiği yok. Lütfen, buyurun oturun. Open Subtitles لن يتعذب أحد اجلس رجاءً
    Klaus'un o sırada bir şeyleri görebilmesi şaşırtıcı. Yine o işkence görmüş küçük çocuğu gördü. Open Subtitles عجيب أن (كلاوس) ما رآها البتة، إلا أنه رأى ذاك الطفل يتعذب.
    - Mamafih, hali ortada. Open Subtitles -وها هو يتعذب
    Julian ise...yaptıklarından ötürü acı çekiyor. Open Subtitles اما (جوليان) ، انه يتعذب لمافعله في حياته
    Will, kaçınılmaz değişimi konusunda acı çekiyor. Open Subtitles (ويل) يتعذب بسبب التغيير الذي لا مفر منه
    Acı çekişini görmek ister misin? Open Subtitles هل تريدينه أن يتعذب ؟ لا
    - Martin'in neden acı çekmesi gerekiyor? Open Subtitles -لماذا يجب على (مارتن) أن يتعذب ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد