O kadar şahane bir görüngü ki kayboluyor olduğu gerçeği bir nebze de olsa sizi korkutmalı. | TED | وهي ظاهرة مدهشة فحقيقة أنه يتلاشى لا بد أن تُرْعِبَكُمْ ولو قليلا. |
Ama her sıçramada uzaklaşırken, açıklık kayboluyor. | Open Subtitles | لكن بكل عبور نقوم به بعيداً, يتلاشى الوضوح. |
Onun gözlerine bakarsın ve çevrendeki tüm dünya kaybolur gider. | Open Subtitles | فيالبداية،تنظرإلىعينيها، وكل العالم من حولك يتلاشى |
Vücut yok olur ama ruh cennete ya da cehenneme gider. | Open Subtitles | يتلاشى الجسد لكن الروح تذهب اما الى الجنة او الى الجحيم |
Monarşi'ye geri dönülmesinin, iç savaş yüzünden parçalanmış krallığa istikrar getireceği umudu zayıflıyor. | Open Subtitles | على أمل أن الحكومة تستعيد النظام الملكي وتجلب الاستقرار الى العالم الذي تمزقه الحرب الاهلية وقد يتلاشى الخوف من أن أخيه جيمس الرومي الكاثوليكي قد يتولى على العرش بعد أخيه ويفتح الجروح الدينية القديمة |
Kısaca, HIV yavaş yavaş yok olana kadar bulaşıcılığını durdurmalıyız. | TED | علينا ببساطة إيقاف انتقال فيروس الإيدز حتّى يتلاشى نهائيًّا. |
Şu Novocain'in etkisi geçiyor galiba karnımı acayip bir şekilde acıtmaya başladı. | Open Subtitles | هذا نوفوكائين يتلاشى على بطني، لذلك هذا بدأ يؤلمني كثيرا يا رجل. |
Marquis de Sade'i solduracak kadar, limanın fahişelerini utandıracak kadar, yankıları merhamet için bağırtacak kadar, Jericho'nun duvarlarını titretecek kadar seveceğim seni. | Open Subtitles | ♪ لجعل ماركيز دي ساد يتلاشى ♪ ♪ لجعل عاهرات الميناء خجولات ♪ ♪ لجعلها تصرخ من كل هذه الفوضى ♪ |
Metanla aynı familyada ama git gide izi kayboluyor. | Open Subtitles | إنه من مشتقات الميثان و لكنه يتلاشى بسرعة كلما تقدمنا |
Birkaç gün sonra kas parçalarıyla çevrili bir iskelet, koridorda dikiliyor kısa süre sonra, haykırarak ortadan kayboluyor. | Open Subtitles | ..بعد أيام قليلة ..هيكل عظمي مغطى جزئياً بالعضلات يقف بالرواق ويصرخ للحظة قبل أن يتلاشى |
Fakat bağlantı kopar kopmaz helikopterin üzerindeki, koronolar kayboluyor ve sadece hattaki adamın üstünde bir kaç küçük nokta kalıyor. | Open Subtitles | لكن حالما ينقطع الإرتباط، يتلاشى أثر الهالة على الحوامة، تاركةً بقعاً قليلة فقط على رجل الصيانة لمجرد تذكيره |
Bu nadir dizilenme oldukça olağandışı bir şeyi açığa çıkarıyor - yağmur sadece kayboluyor. | Open Subtitles | يكشف هذا السياق النادر أمراً آية في الروعة؛ يتلاشى المطر بكل بساطة. |
İzler buradan kuzeye doğru gidiyor ama iz kayboluyor Liderim. | Open Subtitles | الأثر يقودنا الى الشمال يا قائد القطيع لكنه يتلاشى |
Ama sonra ilgi kaybolduğunda, özsaygıları da kaybolur. | Open Subtitles | وعندما تتلاشى الأضواء والشهرة كذلك يتلاشى ثقتهم بنفسهم |
İnsanlarda olduğu gibi, nesnelerin de sadece derisini görürüz makine dairesini göremeyiz, insanları çalıştıran şeyi göremeyiz, en azından zorluk olmaksızın ve bir şeye ne kadar çok yaklaşırsak, o kadar kaybolur. | TED | بالنسبة للمادة وكذلك للناس نحن نرى ظاهرالأشياء فقط. لا يمكننا رؤية داخل غرفة المحرك، ولا يمكننا رؤية ما يحرك الناس على الأقل ليس بهذه السهولة. وبالنسبة لأي شيء كلما تعمقنا أكثر كلما بدأ يتلاشى اكثر. |
Onu korkutan bir şey mi var, aşıncaya kadar üstüne gider. | Open Subtitles | إن أصابه شيء ما بالخوف، يستمر في القيام به حتى يتلاشى هذا الخوف. |
Nabız zayıflıyor. Bana kalp malzemeleri kutusunu ver. | Open Subtitles | إن النبض يتلاشى إرمي عليّ صينية القلب |
Koruyucu alan yavaş ama istikrarlı bir şekilde çöküyor. | Open Subtitles | مجال الإحتواءَ يتلاشى ببطء لكن بتلاشي ثابت |
Ama onu tam anlamıyla kavrayana ve kağıda dökene kadar içkilerin etkisi geçer ve her şey bir serapmış gibi ortadan kayboluverirdi. | Open Subtitles | و لكن قبل ان امسكها و أضعها على الورق يزول أثر الشراب و يتلاشى كل شيء كأنه سراب |
Eğer onu hissetmeye başladıysan hapının etkisi geçiyor demektir ve hemen gerçek bir doktora gitmen lazım. | Open Subtitles | إذا بدأت الشعور بهذا فلابد أن مفعول الحبّة يتلاشى وتحتاجين لأن تذهبي إلى طبيب حقيقي، الآن |
Marquis de Sade'i solduracak kadar... | Open Subtitles | ♪ لجعل ماركيز دي ساد يتلاشى ♪ |
Ama bugünlerde o parıltı sönüyor. | Open Subtitles | لكن في هذه الأيام الوهج يتلاشى |
Aşkınlık durumları kendinizi günlük hayat karmaşasından çok üstte hissettiğiniz o nadir anlardır, benliğiniz solmaya başlar ve çok daha yüksek bir gerçeklikle bağ kurarsınız. | TED | الفائقية تعرف بأنها لحظاتٍ نادرة عندما ترفع الناس عالياً فوق صخب واهتياج الحياة اليومية، حيث يتلاشى شعورك الذاتي بعيداً، وتشعر بالأتصال بواقعٍ أعلى. |
Beni burada sihir tutuyor ama etkisi azalıyor. | Open Subtitles | إن السحر الذي يبقيني هنا يتلاشى |
Ama parmağındaki yağ kaybolmaz. Doğru. | Open Subtitles | و لكن الزيت من إصبعه لم يتلاشى |