Yani yapmamız gereken tek şey ona kardeşlerin nerede olduğunu söylemek ve ona gereken şeyi vermek böylece doğru ellere geçecek. | Open Subtitles | لذا الشيىء الوحيد الذي يتوجب علينا فعله هو مكان الإخوة لمساعدتهما في مشكلتهما هاته و يمكنه ايضاً وضعك في أيادي أمينة |
Dinle, bunu şu anda konuşamayız. - Gitmemiz gereken yerler var. | Open Subtitles | أسمع، لا يُمكننا التكلم عن هذا الآن، لأن يتوجب علينا الذهاب. |
Belki de bu bize bunlar hakkında düşünmemiz gerektiğini söylüyor. | TED | و ربما يخبرنا ذلك أنه يتوجب علينا التفكير أيضاً بها |
- Hayır, biz özür dilemeliyiz çünkü oğlunun kafasını neredeyse duvara geçiriyordun. | Open Subtitles | لا ، لا يتوجب علينا الإعتذار لأنك كدت تخرق الجدار برأس ابنها |
Geldiklerinigördüğümüzdeise kendimizi korumak için yapmamız gerekeni yaparız. | Open Subtitles | .. وعندما نراهم قادمون نفعل ما يتوجب علينا فعله لحماية أنفسنا |
Size teşekkür etmeliyiz. Eğer onu yakalamasaydınız, bu fırsatı asla elde edemezdik. | Open Subtitles | يتوجب علينا شكركم , لم لو تمسكوا بها لم نكن لنتحظى بهذه الفرصة |
, Ne gerekiyorsa herhangi anıları silin. Sen Wyatt alacak olanlar vardır. | Open Subtitles | نزيل كل الأدلة ، ونمحى كل الذكريات نفعل كل ما يتوجب علينا |
Ama şimdilik hepimiz arkadaşlarımıza hoşça kal demek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | لكنه يتوجب علينا كلنا أن نودع أصدقاءنا في الوقت الراهن |
Tarihimizi sadece yeniden kolonileştirmek değil Hegel'in olduğunu inkar ettiği düşünsel desteği tekrar inşa etmenin yollarını bulmak zorundayız. | TED | لا يتعين علينا إعادة استعمار تاريخنا، بل يتوجب علينا إيجاد طرق لإعادة بناء الوعي الفكري الذي أنكر هيغل وجوده. |
Hep savaşıp, hep yenmemiz gereken düşmanın ta kendisi o. | Open Subtitles | أبي، إنه يمثل العدو الذي يتوجب علينا قتاله وهزمه دائماً |
Ve eğer sürdürülebilirlik devrimiyle kalkınmayı sağlamak istersek, uygulamamız gereken üç büyük değişim olduğuna inanıyorum. | TED | واعتقد اننا ان اردنا ان نحقق تقدماً فيما يخص الاستدامة فامامنا 3 تحديات كبيرة يتوجب علينا القيام بها .. |
Doğayı araç olarak kullanarak güzellik ve verimlilik içeren keşfedilmesi gereken bir dünya vardır. | TED | ان هناك عالماً من الجمال والفعالية يتوجب علينا ان نستكشفه باستخدام الطبيعة كأداة تطوير وتحديث |
Tüm bu isimleri araştırın, odaklanmamız gerektiğini düşündüğünüz beş kişi seçin ve onları en yüksekten en düşüğe sıralayın. | Open Subtitles | نَمُر على جميع هذه الأسماء, و أختر خمسة تظن أنه يتوجب علينا التركيز عليهم, و صنفهم من الأعلى للأسفل |
Bu nedenle, bu iddiaların arkasaındaki bilimsel dayanağı didklemeye başlamamız gerektiğini fark ediyorsunuz. | TED | لذا نعلم أنه يتوجب علينا أن نبدأ نتحرى العلوم والأبحاث التي تقف خلف هذه النتائج |
Tek yapmamız gereken, etraflarını saran engelleri yok etmekti ve biz de bunu yapmaya karar verdik. Ancak daha sonra biz | TED | كل ما يتوجب علينا فعله هو إزالة تلك الحواجز التي تحيط بهن و هو ما قررنا فعله. |
Ya önceden söylediklerin? Bizim yapmamız gerekeni onun yapması hakkındaki. | Open Subtitles | حسنٌ، ماذا عما قلتيه من قبل عن فعلها ما يتوجب علينا فعله |
Ama günlükte yazıImış bütün yerleri dikkatlice kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | ولذلك يتوجب علينا فحص كل المواقع . التي ذكرت في المذكرة |
Sorun degil. Ne yapilmasi gerekiyorsa yapacagimi biliyorsun ama kendin yapmamalisin. | Open Subtitles | لا بأس، سأفعل ما يتوجب علينا فعله لكنك تعجز عن فعله |
Çünkü, o harika yeni evi alıyoruz ve muhtemelen tekneyi satmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | حسناً ، لأننا سننتقل إلى تلك الشقة الرائعة الجديدة و ربما يتوجب علينا بيع القارب |
Bu mükemmel bir intikam. Tamam, tamam, bak, binayı boşaltmak zorundayız. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، حسناً ، يتوجب علينا إخلاء المبنى وحسب |
- Biraz hızlı ilerleyeceğim. - Önce bankasını aramamız gerekmez mi? | Open Subtitles | سوف أسرّعه قليلاً ـ ألم يتوجب علينا الإتصال بمصرفه قبل ذلك؟ |
olanı takdir etmek için daha fazla vakit harcamalıyız, ve daha fazlası için ne yapmalıyız konusunda daha az vakit harcamalıyız. | TED | حيث يتوجب علينا أن نقضي وقتاً أطول في تقدير ماهو موجود فعلاً ووقت أقل في الحسرة والالم على ما يمكننا القيام به |
Bunu neden yapmamız gerektiğine dair üç neden sunacağım. | TED | وسأعطيكم ثلاثة أسباب لماذا يتوجب علينا فعل هذا. |
Bu yeri alabilirsin ve böylece başka yere gitmek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | تستطيع أن تشتري هذا المكان، ثم بعد ذلك لن يتوجب علينا الذهاب إلى أي مكان |
Daha fazla tedavi yapıp daha fazla önlem almak zorunda olduğumuz anlamına geliyor. | TED | أعني انه يتوجب علينا القيام بجهود اكبر للوقاية اكثر بكثير من جهو العلاج |