Bu yüzden o acuzeye üçlü taç vermek için can atıyorlar. | Open Subtitles | وهم يتوقون الآن لمنح تلك المتذمرة العجوز تاج الثلاثية |
Çünkü bir çoğunun çalışmak için can vereceği bu yerde sen sadece lütfen çalışıyorsun. | Open Subtitles | لأن هذا المكان، الكثير من الناس يتوقون للعمل به وأنتِ تتكرمين بالعمل |
Internet buluşmak bir devrim günde 100 mesaj alıyorum zavallıları eliyorum ve sonunda benimle tanışmak isteyen can atan düzinelerce yakışıklı kalıyor | Open Subtitles | ازيل الفاشلون، وسيبقى لديّ العشرات من الرجال الوسيمون والناجحون، يتوقون للقائي |
Ama Kaptan, o bakanlar bizi kapı dışarı etmek için ölüyorlar. | Open Subtitles | ولكن أيهـا الزعيـم, هؤلاء الوزراء يتوقون للإلقاء بنـا خارجـاً. |
Öyle mi? Seninle tanışmak için ölüyorlar. | Open Subtitles | على الإطلاق إنهم يتوقون لمقابلتك |
Çünkü seninle tanışmak için ölüyorlar. | Open Subtitles | لأنّهم يتوقون لمقابلتك، سوف تحبّينهم. |
Ama şeytanlara gelirsek onlar görünebilmek için can atarlar. | Open Subtitles | لكن، الشياطين، من ناحية أخرى، إنهم يتوقون للمجيء إلى هنا. |
Ama Angela, diğer odadaki iş arkadaşlarım seninle konuşmaya can atıyorlar. | Open Subtitles | ولكن، أنجيلا، زملائي في الغرفة الأخرى يتوقون إلى التحدث معك. |
Ailem de sizinle tanışmak için can atıyordu. | Open Subtitles | لقد كان والدى يتوقون لمقابلتكم |
Seninle tanışmaya can atıyorlar! | Open Subtitles | جميعهم يتوقون لرؤيتك. |
Charles Town halkı, sizleri ve beni ölü görmek için can atıyor. | Open Subtitles | شعب مدينة (تشارلز) يتوقون لرؤيتي أنا وأنتم موتى |
"can atıyorlarmış." | Open Subtitles | يتوقون ؟ |
Biraz düzen için ölüyorlar adeta. | Open Subtitles | إنهم يتوقون لبعض النظام |