İnanın bana çevremizdeki tüm evlenmemiş kızlar bütün gün evde oturup dedikodu yapıyor ve birdenbire gözyaşları içinde kalıyorlar. | Open Subtitles | حنسا , كل البنات الغير متزوجات حولنا و , صدقيني , انهم كثر , يجلسون طوال اليوم يثرثرون ويبكون بدون اي فائدة |
5 milyar kişinin beslendiği, güldüğü hakkında dedikodu yaptığı bir malzeme olmuştu. | Open Subtitles | شئ ما يقارب الخمسة بلايين نسمة يتناقشون بشأنه ، يضحكون عليه يثرثرون حوله |
Sadece iki koleksiyoncu yeni bir resim hakkında konuşuyor. | Open Subtitles | وجدنا تاجري فنّ يثرثرون عن هذه اللوحة الجديدة. |
Bana saygısızlık ediyorsun. Meclisten önce beni küçük düşürüyorsun ve herkes konuşuyor. | Open Subtitles | أنت تقلل من احترامي تهينني أمام القصر والجميع يثرثرون |
Söylediklerimin bir kelimesini anlamıyorlar. Felemenkçe ya da Fransızca veya her neyse konuşuyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يفهمون كلمة مما اقوله فهم يثرثرون بالهولندية او الفرنسية او ايا كان |
Çocuğun sözde yatak odası olan yerde bir avuç hokkabaz, oturup çene çalıyor. | Open Subtitles | عنده حفنة من المهرجين يثرثرون بأفواههم وهم جالسين في ما يفترض أنها غرفته |
Bilmem genelde çenesi açılan kızlara böyle yaparımda. | Open Subtitles | لا أعرف, هذه هى الطريقة التى أتعامل بها عادةً مع الفتيات الجميلات عندما يثرثرون |
Gönlünü hoş etmeye meraklı, konuşkan kimselerdir. | Open Subtitles | فهم يثرثرون كثيراً ودائماً يسعون لإرضائك |
5 milyar kişinin beslendiği, güldüğü hakkında dedikodu yaptığı bir malzeme olmuştu. | Open Subtitles | شئ ما يقارب الخمسة بلايين نسمة يتناقشون بشأنه ، يضحكون عليه يثرثرون حوله |
Ben de ne yapacağımıza karar verene kadar dedikodu yapmayacak kişilerin burada kalmasını istedim. | Open Subtitles | وانا أبقيت على الناس الذين لا ,يثرثرون حتى نقرر ماذا سنفعل |
Eğer hizmetçiler senin yapılmamış yatağın hakkında dedikodu çıkarmışlarsa bunu engellemek için çok geç kaldın. | Open Subtitles | اذا كان الخدم يثرثرون حول سريركِ الغير مرتب، فإن الوقت قد فات لإصلاح الموقف. |
Çocuklar kendini oyuna kaptırmasın, kızlar köşelere çekilip... dedikodu yapmasın, kıkırdamasın diye. | Open Subtitles | ... لمراقبة تصرفات الأولاد أو الفتيات حين مغادرتهم بعد الظهر... ... و تراهم ينتشرون يثرثرون و يضحكون فى الأركان |
Artık kimse o oyunu oynamıyor ki. Toplanıp dedikodu yapıyorlar. | Open Subtitles | لا أحد يلعب الآن أربعة-مربع ، انهم فقط يثرثرون |
Adamlar büyük konuşuyor. | Open Subtitles | لدينا رجال يثرثرون كثيراً. |
Çünkü okuldaki erkekler konuşuyor. | Open Subtitles | لأن الطلاب يثرثرون في مدرستنا |
Felix ve Cox konuşuyor. | Open Subtitles | فيلكس) و (كوكس) يثرثرون). |
Car car konuşuyorlar terapi için para ödeyen için insan iyi hissedene kadar. | Open Subtitles | فقط يثرثرون ويثرثرون حتى يشعر الناس الّذين يدفعون لهم بالتحسن |
Kes sesini, Arthur. Franco, ne konuşuyorlar? | Open Subtitles | أغلقها أرثر, عن ماذا يثرثرون,فرنكو؟ |
Fahişeler gibi çene çalıyorlar. | Open Subtitles | يثرثرون كالمومسات. |
Leeler panayırlarda bolca çene çalıyorlar. | Open Subtitles | حسناً.. عائلة "لي" يثرثرون في السوق |
Subaylar gergindi, gece boyunca çenesi düşükler gibi, | Open Subtitles | كان الضباط قلقين يثرثرون مثل طيور العقعق طوال الليل |
Johnson, çenesi iş yapan iki tane karateci çocuk var burada. | Open Subtitles | يا جونسن، لدينا أولاد هنا يثرثرون أيضا |
Pek konuşkan bir tip değildi. | Open Subtitles | ليست من صنف الأشخاص الذين يثرثرون |
Bu da Fransızları biraz konuşkan yaptı. | Open Subtitles | ذلك جعل الفرنسيون يثرثرون بعض الشئ |
Aynı insanların bara gelip kendi dertleri hakkına konuşup durmaları gibi. | Open Subtitles | مثل الأشخاص عندما يأتون للحانة. و يثرثرون عن حياتهم. |