| Hayır, hayır. Eve gelme ihtimaline karşın benim orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | لا، لا، يجب أن أكون هناك في حالة لو عادت للمنزل |
| Hayır, hayır. Eve gelme ihtimaline karşın benim orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | لا، لا، يجب أن أكون هناك في حالة لو عادت للمنزل |
| - Evet, hapisten yeni çıktı. orada olmalıyım, ayrıca bir işim var. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك ولدي عمل يجب أن أذهب إليه |
| O adamı öldürdüklerinde orada olmalıyım. En azından dosyasına göz atabilirsin. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك أثناء قتلهم لهذا الرجل أضعف الإيمان أن تراجع القضية |
| orada olmam lazım. | Open Subtitles | إنهم من أفضل زبائني, أنا حقاً يجب أن أكون هناك |
| Orada olmalıydım. Hepimiz orada olmalıydık. | Open Subtitles | كان يجب أن أكون هناك جميعنا كان علينا أن نكون هناك |
| Beni çağırıyor. Orada olmam gerek! | Open Subtitles | إنه يناديني يجب أن أكون هناك |
| 15 dakikaya kadar orada olmam gerekiyor. Başkan'la buluşmam var. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك بعد 15 دقيقة، لأقابل الرئيس |
| Sabah saat 6'da orada olmam gerekiyor ama 10 gibi işim biter. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك في الـ6: 00 أو أنسى الموضوع و سأنتهي بحلول الـ10: |
| Evet, bu çok iyi. orada olmam gerekiyor mu? | Open Subtitles | هذا لطيف , هل يجب أن أكون هناك ؟ |
| 45 dakika içinde orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك بما يقارب 45 دقيقة |
| Ama tam 12'de orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | و لكن يجب أن أكون هناك في الساعة الـ 12 |
| Solakların buluşması var ve Springfield'ın en büyük solaklar için eşyalar dükkanının sahibi olarak orada olmalıyım Bu yüzden benim minik yavrularıma dadılık eder misin? | Open Subtitles | مؤتمر أصحاب اليد اليسرى في البلدة وكمالكٍ لأكبر محل صاحب يد يسرى في سبرينغ فيلد يجب أن أكون هناك |
| Sadece... Pazar sabahına kadar orada olmalıyım. | Open Subtitles | الأمر هو أنني يجب أن أكون هناك صباح الأحد |
| orada olmalıyım, bir faydam dokunabilir. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك كي أساعد . . لا، سيخضع للجراحة |
| Saat üçe kadar orada olmam lazım. Eğer geç kalırsak soloyu bana vermezler. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك على الساعة الثالثة لو أتأخر ، لن يتسنى لي العزف وحيدا |
| Doğumdan hemen sonra, Ekim ayında orada olmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك بعد ولادة الطفل مباشرة، بحلول تشرين الأول - أها |
| Hayır, yapamazsın. orada olmam lazım baba. | Open Subtitles | لا، لا تستطيع يجب أن أكون هناك يا أبي |
| - Günaydın hayatım. Ben de Orada olmalıydım. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك ربما يحتاجون إلى سفير سلام لتقديم المساعدة |
| Orada olmalıydım. Karımın yanında olmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أكون هناك كان يجب أن أكون هناك معها |
| Orada olmam gerek. | Open Subtitles | يجب.. أن أكون هناك |