"Rusya'da kışlar o kadar soğuk olur ki, birbirimizi yemek zorunda kalıyoruz. | Open Subtitles | هو صعب جدا في روسيا في الشتاء نحن يجب أن نأكل بعضنا البعض. |
Bu sadece bir yatak ya da taharet musluğunun olmaması değil pirinç alamayacağımız için günde üç öğün ramyun yemek zorunda da kalabiliriz. | Open Subtitles | ان الأمر لا يتعلق بالفراش أو البيديت لكننا يجب أن نأكل الرامن ثلاث مرات باليوم لاننا لانستطيع تناول الأرز |
Yani ... istemiyorsan yemek zorunda değiliz. | Open Subtitles | هل أنتي جائعة؟ أقصد أننا... لا يجب أن نأكل إذا كنتي لا ترغبين بهذا |
- Kek yesek ya? | Open Subtitles | يجب أن نأكل الكعك |
Annemin doğum günü bu yüzden birlikte yemek yemeliyiz. | Open Subtitles | إنه عيد ميلاد أمي لذا فإننا يجب أن نأكل كل ذلك معا |
...Ama bizler yüce Tanrı'nın bize ihsan ettiği her türlü şeyi yemek zorundayız... | Open Subtitles | لكننا يجب أن نأكل القطع الصفراء المتهالكة التي قدمها لنا جلالته |
Zencilerle yemek zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل يجب أن نأكل مع الزنوج ؟ |
Yemek yemek zorunda olduğumuzu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنه يجب أن نأكل |
Ne yesek? | Open Subtitles | ماذا يجب أن نأكل ؟ |
- Ne yesek ki? - Pizza! | Open Subtitles | -ماذا يجب أن نأكل للغداء؟ |
Belkide sadece yemek yemeliyiz ve. | Open Subtitles | لربما يجب أن نأكل فحسب؟ |
yemek yemeliyiz Claire. Biz ölmedik. | Open Subtitles | يجب أن نأكل يا (كلير)، إننا لم نمُت. |
Çocuklar, pastayı kendi kendimize yemek zorundayız. | Open Subtitles | يا أطفال يجب أن نأكل هذه الكعكة بأنفسنا. |
Bu sabah mısır gevreği yemek zorundayız. Ama.. | Open Subtitles | يجب أن نأكل وجبة حبوب هذا الصباح |
yemek zorundayız! | Open Subtitles | يجب أن نأكل |