Şu anda konuşmamız gereken bu yerle ilgili bir şey. | Open Subtitles | ما يجب أن نناقشه الآن هو شيء حول هذا المكان. |
konuşmamız gereken şey ışıkların yoğunluğu ya da görünen şeyin parlaklığı olmalı. | TED | ما يجب أن نناقشه هو ما هي كثافة الضوء، أو الإشعاع،هو الذي ظهر. |
Meşgul olduğunu görüyorum, ama konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى بانكِ مشغولة ولكن يوجد شيء يجب أن نناقشه |
konuşmamız gereken başka bir şey daha yok mu? | Open Subtitles | أليس هناك شيء آخر يجب أن نناقشه ؟ |
Çünkü sizinle konuşmak istediğimiz önemli bir konu var. | Open Subtitles | لإن لدينا شيئاً مهماً جداً يجب أن نناقشه معكم |
konuşmamız gereken başka bir mesele daha var. | Open Subtitles | ثمّةَ أمرٌ آخرَ يجب أن نناقشه. |
Ama konuşmamız gereken önemli bir konu var. | Open Subtitles | لكن هناك أمرٌ ضروريٌّ يجب أن نناقشه. |
Ciddi bir şekilde konuşmamız gereken şey bu işte. | Open Subtitles | ...الآن، ذلك ما يجب أن نناقشه بجدية |
Cristina, sanırım konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | (كرستينا) أعتقد أن هناك شيء يجب أن نناقشه |
konuşmamız gereken bir kaç şey var. | Open Subtitles | لدينا ما يجب أن نناقشه |
Bu, hemen şimdi konuşmamız gereken bir konu değil bence. | Open Subtitles | -لا أعتقد أنّه أمرٌ يجب أن نناقشه الآن . |
konuşmamız gereken şeyler var. | Open Subtitles | لأن هناك شيئاً يجب أن نناقشه |
Evet, Ida, konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | حسن يا (آيدا), هناك شيء يجب أن نناقشه |
Will, konuşmamız gereken başka bir senaryo daha var. | Open Subtitles | ويل) , يوجد سيناريو أخر يجب أن نناقشه) |
Emily, seninle konuşmak istediğimiz birşey var. Annen ve baban ile ilgili. | Open Subtitles | (إيميلي)، هناك شيء يجب أن نناقشه معكِ إنه عن أمكِ وأباكِ |