Zor bir günün ardından biftek yiyeceksen, lanet olası duvarlarından içeriye birisini alacaksan, o ben olmalıyım. | Open Subtitles | لذا، إن كنتَ ستتناول شرائح اللحم مع أحدهم بعد يوم عصيب إن كان أحدهم سيخترق جدرانك اللعينة أعتقد أنّه يجب أن يكون أنا |
Hayır, biri pislemiş olmalı, o da ben olmalıyım. | Open Subtitles | لا، أي شخص يجب أن يكون منزعج، يجب أن يكون أنا. |
Pekâlâ dinleyin, burada misafir olduğumun farkındayım o yüzden açık tribüne geçen ben olmalıyım. | Open Subtitles | حسناً, انظر, أنا أدرِك أنني ضيفة هنا لذلك, يجب أن يكون أنا من يجلس في الدرجة العلوية |
Ona söyleyecek kişi ben olmalıyım sanırım. | Open Subtitles | إذا كان هناك شخص يجب أن يقول لها يجب أن يكون أنا |
Bence bu aşağılık davranışı sergileyen kişi ben olmalıyım. | Open Subtitles | أعتقد يجب أن يكون أنا من يقوم بهذا التصرف الحقير |
Benimle kaçmak istemedi biri kırbaçlanacaksa ben olmalıyım. | Open Subtitles | لقد هربت معي، وإن كان هناك من سيُجلد الآن، يجب أن يكون أنا! |
ben olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن يكون أنا |
- Irak. - Irak'a biri gidecekse o ben olmalıyım bence. | Open Subtitles | لو كان أحدهم سيذهب لـ(العراق)، فأعتقد حقّا أنّه يجب أن يكون أنا. |
- Bence ben olmalıyım. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن يكون أنا. |
Bu da ben olmalıyım! | Open Subtitles | وذلك يجب أن يكون أنا. |
Eğer birisi Mike'la maça gidecekse bu ben olmalıyım. | Open Subtitles | (لو يحق لأي أحد أن يذهب مع (مايك يجب أن يكون أنا |
Tema ben olmalıyım! | Open Subtitles | الموضوع يجب أن يكون أنا |
Bunu yapan kişi ben olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن يكون أنا من يفعلها. |
"Onların yerinde ben olmalıyım," dedi. | Open Subtitles | " قال " يجب أن يكون أنا |