Eh, bayan Sherman, sizinle ne yapacağız? | Open Subtitles | حسنا يا انسة شيرمان, ماذا يجب ان نفعل معك ؟ |
Ama bunu bizim yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكن مع احترامي لكم يجب ان نفعل هذا بأنفسنا |
Onlar delilleri yok etmeden bir şeyler yapmamız lazım. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيئا قبل أن يضيع هباء منثورا |
Artık hatunlar da gittiğine göre biz ne yapalım? | Open Subtitles | حسناً , الان بعد ان ذهبوا ماذا يجب ان نفعل ؟ |
Bu konuda bir şey yapmamız gerektiğini düşünmüyor musunuz? Hayır. | Open Subtitles | الا تعتقدين اننا يجب ان نفعل شىء بخصوص ذلك |
Bunun için bir şeyler yapmamız gerek, böylece kendi ailemizin de bir gün buraya gelmesini isteyebiliriz." | TED | يجب ان نفعل شيئا من اجل هذا حتى نجعل منه دارا نريد أن نجعل أبائنا يعالجون هنا |
Geçen sefer tembellikten ya da beceriksizlikten... yapmadığımız ne varsa bu kez hepimiz bunları yapacağız. | Open Subtitles | اريدكما الاثنان على تلك الطائره، يجب ان نفعل ما كنا نتقاعص عن فعله في الماضي |
Şunun şu tilki görünüşüne bir bakın! bir türlü pes etmeyi bilmeyen tipte bir kız o. Aptal kız, şimdi ne yapacağız? | Open Subtitles | بطبيعة الحال، هذه الفتاه من النوع الذي لايعرف متى يتراجع بهدوء ماذا يجب ان نفعل الآن؟ |
Ekibi olduğumuzu söyledi. Ne yapacağız şimdi? | Open Subtitles | هو قال نحن فريقة ماذا بحق الجحيم يجب ان نفعل بذلك؟ |
Kötü haber ise bu planı tamamlayamadı, ve bizim acil olarak birşey yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الاخبار السيئة انها لم تكمل و نحن يجب ان نفعل شيئا |
- Evet, bizim de çok acil bir şeyler yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً .. يجب ان نفعل شيئاً، وبسرعة |
Bakın efendim, bizim burada tam olarak ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | انظر ياسيدي ماذا يجب ان نفعل تحديداً؟ |
- Birşeyler yapmamız lazım! - Adamların bekleyecek. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيئاً رجالك سوف لن يتدخلوا |
"Oh, hayır! Birşeyler yapmamız lazım." | Open Subtitles | يجب ان نفعل شىء |
Birşeyler yapmamız lazım. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيئاً |
Bunu yapalım demiyorum. Sadece bir düşünelim diyorum. | Open Subtitles | انا لا اقول انه يجب ان نفعل ذلك انا اقول فحسب, فلنفكر |
Durun, bunu şafak sökünce yapalım. | Open Subtitles | انتظروا ، يجب ان نفعل هذا عند الفجر. انه يكرة الضوء. |
Annem sadece bir şeyler yapmamız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيء لاجلنا حسنا ، لا نستطيع ان نقوم بعمل شيء لا يحتوي على بعوض |
Efendim, ne yapmamız gerektiğini söyleyin. | Open Subtitles | جلالتك ، اخبرنا ماذا يجب ان نفعل ؟ |
Bu adamı yalnızca kovalıyoruz, önüne geçecek bir şey yapmamız gerek. | Open Subtitles | نحن نطارد هذا الرجل، يجب ان نفعل شيئا حتى نسبقه |
Bunu yapmak zorunda değiliz, Milton. Burada bitirebiliriz. | Open Subtitles | لا يجب ان نفعل هذا ميلتون ,هذا كله يمكن ان ينتهي هنا |
Bilmiyorum, ama bir şeyler yapmalıydık. | Open Subtitles | لا اعرف, لكن كان يجب ان نفعل شيئا. |
Ne yapmalıyız biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ماذا يجب ان نفعل ؟ |