Adamın küvet giderinde filtre edilmiş birayı içmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب علىّ شُرب بيرة شاحبة تم تصفيتها من مصفاة الشعر |
Söylemek zorundayım bana göre senin yaptığın çalışmalarda cesaret falan yok. | Open Subtitles | على الرغم من أنه يجب علىّ أن أقول أنني لا أرى أى شجاعة في عملك |
Yemeğimi taciz eden adamla tekrar görüşmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب علىّ ان اخرج مع رجل انتهك وجبتى |
Galiba kendi canımı kurtarmak zorundayım. | Open Subtitles | يبدو أنه يجب علىّ أن أدافع عن نفسى |
Gitmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب علىّ الذهاب. |
Kızı uyarmak zorundayım. Söylemek zorundayım... | Open Subtitles | يجب علىّ أن أحذّرها أُخبرها |
- Yapmak zorundayım. | Open Subtitles | -قال انه يجب علىّ ذلك |
Sormak zorundayım, Hastings. | Open Subtitles | لست فقط أستطيع ,بل يجب علىّ سؤاله ! |
zorundayım. | Open Subtitles | نعم, يجب علىّ |