ويكيبيديا

    "يجب عليه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda
        
    • gereken
        
    • gerektiğini
        
    • gerekiyor
        
    • lazım
        
    • gerekir
        
    • gerektiği
        
    • Ona
        
    • olmalı
        
    • gerekeni
        
    • gerekirdi
        
    • zorundaydı
        
    Ama adam hayvanı serbest bırakmak zorunda çünkü bu hayvan için en iyisi. Open Subtitles لكن يجب عليه، يجب عليه أن يطلق سراح الحيوان لأن هذا الأفضل له.
    Biz de büyük miktarda para yatıracağız ve Ben de ödemek zorunda kalacak. Open Subtitles , لقد قمنا بالمراهنة بشكل كبير . و بين يجب عليه ان يدفع
    Bizi anlamıyorsun bile. Cehenneme gitmesi gereken kişi sensin, melez. Open Subtitles انت لا تفهمين انت من يجب عليه الذهاب الى الجحيم
    Her 3 saniyede bir, hiç ölmemesi gereken bir çocuk ölüyor. Open Subtitles الطفل الذي لا يجب عليه ان يموت يموت كل ثلاث ثواني
    Ben hep onun Güney Kaliforniya'ya gelip bir bina yapması gerektiğini düşündüm. TED ولطالما أحسست بأنه يجب عليه القدوم إلى جنوب كاليفورنيا والعمل في البناء
    Evet ama bu adamın burada değil, hastanede olması gerekiyor. Open Subtitles حسناً لا يجب عليه التواجد هنا. بل عليه الذهاب للمشفى
    Red'in mekana gitmesi gerek. Senin kostümlere bakman lazım. Open Subtitles ريد يجب عليه الذهاب الى الموقع ويجب عليك ان تلقى نظره على الملابس
    İnsan bir kez tanıdı mı, ne yapması gerekir? Open Subtitles ،وبمجرد أن يتعرف عليه مالذي يجب عليه أن يفعله؟
    Piç. Yok, iyi. Şerif bunu gördüğünde bir şey yapmak zorunda kalacak. Open Subtitles كلا، هذا جيّد، عندما الشريف يرى هذا، يجب عليه أن يفعل شيئًا.
    Ayesha, bir yolunu bul ki... uçağı satmak zorunda kalmasınlar. Open Subtitles عائشة، يرجى العمل على طريقة أنه لا يجب عليه بيعها.
    James St. Patrick'le birlikte büyüdüğünüzü biliyorum fakat ortaya çıkmak zorunda kalacak. Open Subtitles أعلم أنكٍ تربيتى مع جيمس باتريك ولكن يجب عليه المُضى إلى الأمام
    Bunu yapmak zorunda çünkü penceredeki bu boşluk robotun genişliğinden birazcık daha büyük. TED يجب عليه فعل ذلك بسبب هذه الفجوة في النافذة أكبر قليلاً من عرض الروبوت.
    Yani her zaman böyle sık orman görebilirsiniz, yapmak zorunda olduğunuz şey açık yerler bulmaktır. TED لذا فكل مرة تشاهد غابة من الاسمنت مثل هذه ، فإن ما يجب عليه فعله هو أن تجد فضاءات مفتوحة.
    Bence ikimiz de bağımsızlığını kazanması için alması gereken her kararda Gary'yi desteklemeliyiz. Open Subtitles أعتقد أن كلانا يجب عليه دعم غاري في أي خطوة يريد أن يخطوها
    Majestelerinden özür dilemesi gereken birisi varsa, o da benim. Open Subtitles انا الشخص الوحيد الذى يجب عليه ان يعتذر لجلالته
    Mantıklı gelmediğinin farkındayım ama bu senin yapman gereken bir şey. Open Subtitles أعلم بأن هذا صعب الفهم بالنسبة لكِ ولكن أعتقد أنه أنتِ من يجب عليه القيام بذلك.
    Ona, alt kattaki ,daha önce çok amaçlı duş olan tuvaletlerin arasındaki depoda dans ediyor olacağımı ve bana katılması gerektiğini söyle. Open Subtitles قولي له أني سأذهب للرقص في الطابق السفلي في حجرة التخزين بين الحمام الذي كان مكان للاستحمام، و يجب عليه مقابلتي هناك.
    Pekâlâ, Ona neden alması gerektiğini söyle, tamam mı? Artılarına odaklan. Open Subtitles إذا اخبره لماذا يجب عليه ان يشتريها ركز على ايجابياتها حسناَ
    Tamam, birisi biz atelle uğraşırken ...Değişken kanatlara göz kulak olması gerekiyor. Open Subtitles حسنا، شخص ما يجب عليه الانتباه للتشاينجوين في حين بقيتنا تعمل عليه
    Kızım ve çocukları, bu haftasonu ziyaretime gelecekler. Mecburen alışveriş yapmam lazım. Open Subtitles ان ابنتى هنا هذا الأسبوع يجب عليه ان أتسوق
    Avustralya kıtasını ikiye bölmesi gerekir. Open Subtitles يجب عليه تقريبا ان ينشر كامل قارة أستراليا مناصفة
    Babaların, gerektiği zaman güvenilir, tutarlı düşünceli olması gerekir, gülümsemeyle birlikte. Open Subtitles الآباء منَ المفترض أن يكونوا موثوقين، ثابتين على مبدأ ومهتم عندما يجب عليه أن يكون ومـع إبتسامة
    Kafan bu kadar iyiyse, onu futbol oynamak için kullanmamalısın... Ona hiç birşey ödemedikleri gibi dizinden sakatlanınca, kapı önüne koydular. Open Subtitles اذا كان جيدا باستخدام رأسه لا يجب عليه لعب كرة القدم لم يدفعوا له شيئا ثم طردوه بمجرد ان اصيب بركبته
    Evet, ve bu onun da tahmin edebileceği bir şey olmalı. Open Subtitles نعم ، و هو يجب عليه أن يختار الوقت الذي يناسبه
    Uzak dur. O yapması gerekeni yapıyor. Hayalarını keseceklerdi. Open Subtitles ابتعد يا بليد , الرجل يفعل ما يجب عليه فعله سيروض جنونهم هذا
    Bakım işi Chien'e aitti. Onarımı yapması gerekirdi efendim. Open Subtitles تشين كان يتولى الصيانة و الإصلاح يا سيدي كان يجب عليه أن يصلحه يا سيدي
    D'Leh, bu topraklara hükmeden kudretli canavarla tek başına yüzleşmek zorundaydı. Open Subtitles ديليه، يجب عليه مواجهة أقوى المخلوقات المتوحشة والتي تحكم تلك الأرض

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد