Ama adam hayvanı serbest bırakmak zorunda çünkü bu hayvan için en iyisi. | Open Subtitles | لكن يجب عليه، يجب عليه أن يطلق سراح الحيوان لأن هذا الأفضل له. |
Biz de büyük miktarda para yatıracağız ve Ben de ödemek zorunda kalacak. | Open Subtitles | , لقد قمنا بالمراهنة بشكل كبير . و بين يجب عليه ان يدفع |
Bizi anlamıyorsun bile. Cehenneme gitmesi gereken kişi sensin, melez. | Open Subtitles | انت لا تفهمين انت من يجب عليه الذهاب الى الجحيم |
Her 3 saniyede bir, hiç ölmemesi gereken bir çocuk ölüyor. | Open Subtitles | الطفل الذي لا يجب عليه ان يموت يموت كل ثلاث ثواني |
Ben hep onun Güney Kaliforniya'ya gelip bir bina yapması gerektiğini düşündüm. | TED | ولطالما أحسست بأنه يجب عليه القدوم إلى جنوب كاليفورنيا والعمل في البناء |
Evet ama bu adamın burada değil, hastanede olması gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً لا يجب عليه التواجد هنا. بل عليه الذهاب للمشفى |
Red'in mekana gitmesi gerek. Senin kostümlere bakman lazım. | Open Subtitles | ريد يجب عليه الذهاب الى الموقع ويجب عليك ان تلقى نظره على الملابس |
İnsan bir kez tanıdı mı, ne yapması gerekir? | Open Subtitles | ،وبمجرد أن يتعرف عليه مالذي يجب عليه أن يفعله؟ |
Piç. Yok, iyi. Şerif bunu gördüğünde bir şey yapmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | كلا، هذا جيّد، عندما الشريف يرى هذا، يجب عليه أن يفعل شيئًا. |
Ayesha, bir yolunu bul ki... uçağı satmak zorunda kalmasınlar. | Open Subtitles | عائشة، يرجى العمل على طريقة أنه لا يجب عليه بيعها. |
James St. Patrick'le birlikte büyüdüğünüzü biliyorum fakat ortaya çıkmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | أعلم أنكٍ تربيتى مع جيمس باتريك ولكن يجب عليه المُضى إلى الأمام |
Bunu yapmak zorunda çünkü penceredeki bu boşluk robotun genişliğinden birazcık daha büyük. | TED | يجب عليه فعل ذلك بسبب هذه الفجوة في النافذة أكبر قليلاً من عرض الروبوت. |
Yani her zaman böyle sık orman görebilirsiniz, yapmak zorunda olduğunuz şey açık yerler bulmaktır. | TED | لذا فكل مرة تشاهد غابة من الاسمنت مثل هذه ، فإن ما يجب عليه فعله هو أن تجد فضاءات مفتوحة. |
Bence ikimiz de bağımsızlığını kazanması için alması gereken her kararda Gary'yi desteklemeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أن كلانا يجب عليه دعم غاري في أي خطوة يريد أن يخطوها |
Majestelerinden özür dilemesi gereken birisi varsa, o da benim. | Open Subtitles | انا الشخص الوحيد الذى يجب عليه ان يعتذر لجلالته |
Mantıklı gelmediğinin farkındayım ama bu senin yapman gereken bir şey. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا صعب الفهم بالنسبة لكِ ولكن أعتقد أنه أنتِ من يجب عليه القيام بذلك. |
Ona, alt kattaki ,daha önce çok amaçlı duş olan tuvaletlerin arasındaki depoda dans ediyor olacağımı ve bana katılması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | قولي له أني سأذهب للرقص في الطابق السفلي في حجرة التخزين بين الحمام الذي كان مكان للاستحمام، و يجب عليه مقابلتي هناك. |
Pekâlâ, Ona neden alması gerektiğini söyle, tamam mı? Artılarına odaklan. | Open Subtitles | إذا اخبره لماذا يجب عليه ان يشتريها ركز على ايجابياتها حسناَ |
Tamam, birisi biz atelle uğraşırken ...Değişken kanatlara göz kulak olması gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا، شخص ما يجب عليه الانتباه للتشاينجوين في حين بقيتنا تعمل عليه |
Kızım ve çocukları, bu haftasonu ziyaretime gelecekler. Mecburen alışveriş yapmam lazım. | Open Subtitles | ان ابنتى هنا هذا الأسبوع يجب عليه ان أتسوق |
Avustralya kıtasını ikiye bölmesi gerekir. | Open Subtitles | يجب عليه تقريبا ان ينشر كامل قارة أستراليا مناصفة |
Babaların, gerektiği zaman güvenilir, tutarlı düşünceli olması gerekir, gülümsemeyle birlikte. | Open Subtitles | الآباء منَ المفترض أن يكونوا موثوقين، ثابتين على مبدأ ومهتم عندما يجب عليه أن يكون ومـع إبتسامة |
Kafan bu kadar iyiyse, onu futbol oynamak için kullanmamalısın... Ona hiç birşey ödemedikleri gibi dizinden sakatlanınca, kapı önüne koydular. | Open Subtitles | اذا كان جيدا باستخدام رأسه لا يجب عليه لعب كرة القدم لم يدفعوا له شيئا ثم طردوه بمجرد ان اصيب بركبته |
Evet, ve bu onun da tahmin edebileceği bir şey olmalı. | Open Subtitles | نعم ، و هو يجب عليه أن يختار الوقت الذي يناسبه |
Uzak dur. O yapması gerekeni yapıyor. Hayalarını keseceklerdi. | Open Subtitles | ابتعد يا بليد , الرجل يفعل ما يجب عليه فعله سيروض جنونهم هذا |
Bakım işi Chien'e aitti. Onarımı yapması gerekirdi efendim. | Open Subtitles | تشين كان يتولى الصيانة و الإصلاح يا سيدي كان يجب عليه أن يصلحه يا سيدي |
D'Leh, bu topraklara hükmeden kudretli canavarla tek başına yüzleşmek zorundaydı. | Open Subtitles | ديليه، يجب عليه مواجهة أقوى المخلوقات المتوحشة والتي تحكم تلك الأرض |