Yo, sanırım ne yapmam gerektiğini biliyorum. Hmm. Bir şey mi buldun? | Open Subtitles | لا، اظن باني اعلم ما يجب فعله في المرة القادمة. وجدت شيئا? |
Lütfen bana bunun olabilmesi için ne yapmam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبرنى ارجوك عما يجب أن افعل ما الذى يجب فعله لتصحيح الأمور |
- Yani döneceğimi biliyordun. Ve ne yapacağını biliyordun. | Open Subtitles | إذَن كنتِ تعرفين أنني سأخونكِ وكنتِ تعرفين ما يجب فعله |
Pekâlâ, sanırım yapmamız gereken ilk iş onlara isim vermek. | Open Subtitles | حسناً, إذاً, أعتقد أن أول شيء يجب فعله هو تسميتهم |
Sen yapman gerekeni yapmak zorundasın ama çocuklarla ilgili söylediklerimde ciddiydim. | Open Subtitles | لكنك ستفعل ما يجب فعله انا اقصد ما قلته بخصوص الاطفال |
Kısa bir süre içerisinde, belli bir hastalık için yaptığımız şeyi, her hastalık için yapmamız gerektiğini fark ettik. | TED | و بسرعة شديدة أدركنا أن ما كنا نفعله لمرض واحد يجب فعله لجميع الأمراض الأخرى |
Sen benim paranın rengini sevdiğimi biliyorsun ne yapman gerektiğini söylemem mi gerekiyor? | Open Subtitles | تعرف انني أحب لون المال .. اتريدني ان اخبرك مالذي يجب فعله ؟ |
Konsey bana yetkiyi verdiği zaman yapılması gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | متى سيعطيني هذا المجلس السلطة لأفعل ما يجب فعله ؟ |
- Söylemi... Bana ne yapacağımı söyleme. Kızımın yerini söyle! | Open Subtitles | لا تخبريني بما يجب فعله اخبريني اين ابنتى |
Hiçbir zaman bana ne yapmam gerektiğini söylemezdi bazen söylemesini dilememe rağmen. | Open Subtitles | لم يخبرني ابداً عما يجب فعله حتي بالرغم انه في بعض الاحيان كنت اتمني ذلك |
Bana ne yapmam gerektiğini söylemeyi seviyorsun, değil mi? | Open Subtitles | يعجبك ان تملي علي ما يجب فعله , أليس كذلك ؟ |
Hayatım boyunca insanlar bana ne yapmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | طوال حياتي ,عكف الناس على إخباري بما يجب فعله |
Şimdiyse kafası tamamen karışmış durumda. Ne yapacağını bilmiyor. | Open Subtitles | وهى مضطربة الآن تماماً، وليس لديها أى فكرة عمّا يجب فعله |
Ona ne yapacağını söylemeye hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك الحق في أن تقولى له ما يجب فعله |
yapmamız gereken camı kırmak, sonra içerideyiz. | Open Subtitles | كل ما يجب فعله هو تحطيم الزجاج، و بعدها ندخل. |
İkincisi, mantıklı davranırsın yapman gerekeni yaparsın, yatırımcıları memnun edersin serbest piyasa ekonomisini yürütürsün. | Open Subtitles | الطريقة الثانية هي أن تستخدم حواسك تفعل ما يجب فعله تجعل المستثمرين سعداء |
- Seçeneğimiz yok. - Ne yapmamız gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | ليس لدينا خيارات انت تعلم ما يجب فعله |
Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف ما يجب فعله |
O zaman yapılması gerekeni yapmazsan Gardiyan kazanacak ve Yaşayanlar Dünyası, Ölüler Diyarı tarafından yutulacak. | Open Subtitles | ولو لم تفعل وقتها ما يجب فعله الحارس سوف يفوز وعالم الأحياء سيتم إلتهامه من قبل عالم الأموات |
Bana ne yapacağımı söyleme. Kızımın yerini söyle! | Open Subtitles | لا تخبريني بما يجب فعله اخبريني اين ابنتى |
Ona bakabilmek için elimden geleni yapmalıyım. | Open Subtitles | أن أفعل ما يجب فعله لكي أهتم به |
- Dünyanın geleceği tehlike altında. - Ne yapacağınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | مصير العالم في خطر تعرف ما الذي يجب فعله |
Bize en iyi ayrılır, Dr Dodd. biz ne yapacağımızı biliriz. | Open Subtitles | من الأفضل ان تتركنا نمضى دكتور دود نعلم ما يجب فعله |
Suya attığım her bir çöp parçası bana ne yapılacağını söyleyebiliyor. | Open Subtitles | كل كيس قمامة أوصلته نحو القمامة يحاول أن يخبرني بما يجب فعله |
Bir evliliği yürütmek için neler yapmak gerektiğini bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | ليس لديكم فكرة مالذي يجب فعله لإنجاح زواج |
Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Başlayın. | Open Subtitles | انكم تعلمون جميعا ماالذى يجب فعله.هيا نبدأ |
Ama gerçekten bunun yapılması gerektiğini düşünmüyorum. | TED | ولكن لا أعتقد أنها بالحجم الكافي لما يجب فعله. |