ويكيبيديا

    "يجتمعون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • araya
        
    • toplanıyorlar
        
    • toplanıp
        
    • toplanıyor
        
    • buluşup
        
    • toplantı
        
    • toplanırlar
        
    • toplanan
        
    • buluşuyorlar
        
    • biraraya gelen
        
    • toplanacaklar
        
    • buluşuyorlarmış
        
    • toplandıklarını
        
    Ama sayıları öyle çok ki, bir araya geldiklerinde uzaydan görülebilirler. Open Subtitles لكنهم وفيرون للغاية بحيث حينما يجتمعون سوية، يمكن رؤيتهم من الفضاء.
    Durum odasında toplanıyorlar. Hazır olduklarında sizi çağıracaklar. Open Subtitles إنهم يجتمعون في غرفة العمليات وسيتصلون حالما يكونوا جاهزون لكِ
    Bir avuç erkek, iki ayda bir toplanıp hayatlarımızdan bahsediyoruz. Open Subtitles انه عن بعض الرجال يجتمعون مع بعض ليتكلمون عن حياتهم
    Üç savaş lordunun hepsi büyük hol de toplanıyor. Open Subtitles زعماء الحروب الثلاثة يجتمعون الآن في قاعة الاجتماع الكبرى
    Her gece kapalı kapılar ardında buluşup özel bir gündemi tartışıyorlar. Open Subtitles "إنهم يجتمعون وراء الأبواب المغلقة" "كل ليلة لمناقشة جدول أعمال خاص"
    toplantı odasına gidiyorlar, bir araya geliyorlar, ve gerçekte kullanışlı olmayan şeylerden bahsediyorlar genel olarak. TED يجتمعون في غرفه الإجتماعات ويتحدثون عن أشياء غير مهمه عاده.
    Sadece göç edecekleri zaman böyle büyük gruplar halinde toplanırlar. Open Subtitles أنهم يجتمعون فقط في مجموعات كبيرة مثل هذه عندما يهاجرون.
    Burada tekrar toplanan barbarların elinden terörün geldiğini hissedecek. Open Subtitles فقط هناك، البربر يجتمعون. الإرهاب المطلق الذي يمسك بشدة
    Raketbol oynamak için buluşuyorlar. Open Subtitles أو الخميس , يجتمعون فقط للعب كرة المضرب
    Birçok insanın bir araya geldiği toplu herhangi bir şeye katılıyorsanız, dinde sizin için bir şeyler var. TED اذا كنت تعمل بشيء طائفي يستدعي وجود الكثير من الناس يجتمعون معا هناك اشياء تفيدك في الدين.
    Haftalık çalışma grupları var burada öğretmenler bir araya gelip iyi giden şeyler hakkında konuşurlar. TED ولديهم اجتماعات دراسية أسبوعية، بحيث يجتمعون معا ويتحدثون عن أفضل طرق العمل.
    Bu yüzden insanlar her sabah, Birinci Anayasa Değişikliği'nin mümkün kıldığı muazzam haklarını icra edip... öfkeli seslerini duyurmak için burada toplanıyorlar. Open Subtitles لذا يجتمعون هنا كل صباح ويمارسون حقهم المدهش الذي يضمنه لهم التعديل الأول بأن تلقى أصواتهم الغاضبة أذناً صاغية
    Sevdikleri, hoşlandıkları şeylerin etrafında toplanıyorlar. Eğer düşünecek olursanız, ortak ilgi alanları, ortak değerler toplanan insanlar için demografiklerden çok daha güçlüler. TED إنهم يجتمعون حول الأشياء التي يحبونها، الإشياء التي تعجبهم. وإذا فكرت في ذلك ، فان الإهتمامات والقيم المشتركة هي جامع أقوى بكثير للبشرية من فئات التخطيط السكاني.
    Organizasyonumuzda birçok Hackathon düzenliyoruz. Bunlar bireylerin ya da küçük grupların toplanıp kısıtlı sürede iş problemleri çözdükleri yarışmalar. TED في منظمتنا، نستضيف الكثير من هاكاثونات، حيث مجموعات صغيرة أو الأفراد يجتمعون فيها لحل مشكلة العمل في إطار زمني مضغوط.
    Gündüz normal görüşmeleri yapıyorlar ve gece de rakiplerimizle toplanıp fiyatların ayarlanmasını konuşuyorlar. Open Subtitles وكانوا يحضرون الاجتماعات العادية في النهار وفي الليل كانوا يجتمعون مع منافسينا ويعملون على طريقة تثبيت الاسعار
    Ah, gene kitap kulübü toplantın var, değil mi? O kulüp harbiden çok sık toplanıyor. Open Subtitles نعم ، لديك اجتماع محبي الكتب مجدداً إنهم يجتمعون كثيراً
    Kabletown kurulu yarın toplanıyor, ve sen pop-pop ın oüşüncesini değiştirecek birşey yapmadın sadece bütün haftayı harcadın. Open Subtitles مجلس ''كايبل تاون'' يجتمعون غدًا و لم تفعل أيّ شيء لتغيير رأي جدّي ضيّعت أسبوعًا كاملاً و حسب
    Birbirlerinden ayrı büyümüş iki kızın yaz kampında buluşup şaşırmalarını anlatıyor. Open Subtitles حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما
    Babam ve ötekiler, toplantı üstüne toplantı yapıyor. Open Subtitles ابي و الاخرين لا يزالون يجتمعون ومرة و مرة اخرى
    Sadece göç edecekleri zaman böyle büyük gruplar halinde toplanırlar. Open Subtitles أنهم يجتمعون فقط في مجموعات كبيرة مثل هذه عندما يهاجرون.
    Saldırı altında sürünen fertleri rastgele yönlere kaçıyor, ancak birbirlerini cezbetme kuralı sayesinde tekrar biraraya geliyorlar. Dolayısıyla süreklü olarak birbirlerinden ayrılan ve tekrar biraraya gelen bir tablo oluşuyor. TED تتحرك الفريسة في اتجاهات عشوائية، و يجتمعون بعد ذالك نتيجة لقانون الإنجذاب، و بذالك نجد هذا الإنقسام و التجمع المسمر.
    Bugün Paracelsus'un yerine koruyucu atamak için toplanacaklar. Open Subtitles إنّهم يجتمعون اليوم لتعيين وصي مكان (باراسيلسوس).
    Yerel bir mezarlıkta buluşuyorlarmış. Open Subtitles كانوا يجتمعون في المقبرة المحلية
    Mark bize beyaz takım elbise giymiş adamların, güpegündüz bir araya toplandıklarını gösteri. Open Subtitles وأظهر مارك ان البيض الذين يرتدون الذبلات يجتمعون معا هذا ليس اجتماعا انه مسرح جريمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد