Kendisini daha iyi hissettirecek birisine ihtiyacı var, her şeyin yoluna gireceğini söyleyecek birine. | Open Subtitles | و الآن , هي تحتاج فقط إلى شخص ما لكي يجعلها تشعر بخير يجعلها تشعر بأن كل شئ سيكون بخير |
Şimdi onu küçük ve değersiz hissettirecek hediyeyi bulalım. | Open Subtitles | والآن، دعونا نجد نوع من هدية أن يجعلها تشعر صغيرة وعديمة القيمة. |
Onu iyi hissettirecek bir şey söylemeliyim. | Open Subtitles | علي أن أقول لها شيء يجعلها تشعر بإنها أفضل |
Kendisini değerli hissettirecek bir şeyler. | Open Subtitles | شيءٌ يجعلها تشعر بأن لها قيمة |
Hizmetçinin canı o kadar uzun zamandır yanıyordu ki neredeyse hiçbir şey ona kendini daha iyi hissettiremiyordu. | Open Subtitles | ،وتلك الخادمة لقد كانت حزينه لمدة طويلة حيث لم يعد هنالك شيئ قد يجعلها تشعر بشكل أفضل |
ona kendini iyi hissettirecekse, benim için hava hoş. | Open Subtitles | إنها خائفة، وما يجعلها تشعر بتحسن فهو مناسب لي |
Eğer annene sabahlığını çıkarttırıp güzel hissettirecek bir şeyler giydiremezsen Victoria'dan yardım iste, hem o da işe yaradığını hisseder. | Open Subtitles | انظري إن كان يمكنكِ إخراج أمكِ من روب الحمام و إلباسها شيء ما يجعلها تشعر أنها جميلة و اطلبي من (فكتوريا) المساعدة حتى تشعر أنها محاطة بالناس |
Eğer ona başka bir kadından çocuğum olduğunu söylersem bu, ona kendini iyi hissettirmez. | Open Subtitles | حسنا ، إذا أخبرتها أنّ لدي طفل من إمرة غيرها ذلك لن يجعلها تشعر بإرتياح كما تعلم |
ona kendini özel hissettirmek istemiş. | Open Subtitles | يجعلها تشعر انها مميزة |