Burada oturan adamın, nereye gittiğini gördünüz mü? | Open Subtitles | هل شاهدت إلى أين ذهب الشخص الذي كان يجلس هنا ؟ |
Burada oturan adamı hatırlamaya çalışmanı istiyorum. | Open Subtitles | الان,أريدك ان تحاول ان تتذكر الرجل الذي كان يجلس هنا |
Yani ikimiz de burada oturup seks düşünüyoruz... çünkü seks düşünemeyiz... seks hakkında konuşamayız ve görünüşe göre seks de yapamayız. | Open Subtitles | الجنس كلانا يجلس هنا لنفكر فى الجنس لأننا لا نستطيع التفكير فيه |
Ama şifreyi bilen herkes burada oturuyor paranın yok olduğu gece. | Open Subtitles | رغم ذلك،كل شخص حصل على الأرقام السرية يجلس هنا حالاً في نفس الليلة المال فُقد أليست تلك صدفة؟ |
Erkek arkadaşım benden önce burada oturuyordu. | Open Subtitles | صديقي هو الشخص الذي كان يجلس هنا قبل قليل |
Çok komik, burada oturmuş aptal güvercinleri besleyen yaşlı bir aptal gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | , مضحك , تبدو مثل اي عجوز يجلس هنا . تطعم هذه الحمامات الغبية |
Normalde Burada oturan dedektif hâlâ tam olarak sağlığına kavuşamadı. | Open Subtitles | المحقق الذي يجلس هنا عادةً يتعافى من بعض الإصابات |
Burada oturan izleyicilerin dürüst olmasından dolayı mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد بأن الجمهور الذى يجلس هنا صادقاً |
Aslında, Burada oturan her biriniz şu anda titreşmektesiniz. | TED | في الحقيقة كل من يجلس هنا بنبض .. |
Bu arada demin Burada oturan adam vardı ya. | Open Subtitles | هذا الشخص الذى كان يجلس هنا منذ دقائق |
Burada oturan varmı? | Open Subtitles | أتعلم إن كان هناك شخص يجلس هنا ؟ |
Burada oturan adamlar nereye gitti? | Open Subtitles | عذرا اين الشخص الذي يجلس هنا ؟ |
Çoğumuz sadece burada oturup haberleri beklemek istemiyoruz. | Open Subtitles | لوك انت تعرف الكثير منا لا يريد ان يجلس هنا وينتظر ماذا سيحصل |
İstediğim son şey, tek gözlü bir ayyaşın burada oturup huzursuzluk ve isyan tohumları ekmesidir. | Open Subtitles | وأخر شيء أحتاجه هو رجل بعين واحدة يجلس هنا ليتناول الخمر وينشر السخط والعُصيان |
Yani... kimse burada oturup tek başına beklemekten hoşlanmaz. | Open Subtitles | كما تعرفين.. ً لا أحد يحب أن يجلس هنا و ينتظر... |
Ekmek, tüccarlar ile şehirlere taşınır, işte burada oturuyor... | Open Subtitles | ويحمل الخبز بعد ذلك بائع متجول.. يجلس هنا. |
Gel. Tanrıya şükür. Babam burada oturuyor. | Open Subtitles | تعالي , الحمدلله انه بخير انه يجلس هنا |
Harvey burada oturuyordu, doktor Harvey'nin karşısına oturmuştu. | Open Subtitles | هارفـى" كان يجلس هنا" "والطبيب كان يجلس أمام "هارفـى حتى يستطيع النظر إليه |
Bunlar filmde vardı. Evet! Harrison burada oturuyordu. | Open Subtitles | أجل هاريسون كان يجلس هنا |
Eski dostumu burada oturmuş kedi gibi yaralarını yalıyorken görmekten nefret ederim. | Open Subtitles | أكره أن أرى صديقي القديم يجلس هنا يرثي نفسه |
Burada oturur ve geri dönüp onların kendisini bulmasını bekliyor yoksa ölür gider. | Open Subtitles | إنه يجلس هنا فقط وينتظرهم أن يجدوه وإلا يموت |
Biliyorum o hep aklımda, kalbimde, hatta bazı insanlar bu odada olduğunu bile söyleyebilir, ama Dedektif Barry Frost burada oturmuyor. | Open Subtitles | أعلم بأنه في أفكاري ، هو في قلبي، وبعض الناس تقول انه في هذه الغرفة، ولكن المحقق باري فروست لا يجلس هنا. |
Bırak o sürsün. Sana araba sür diye para veriyoruz, otur diye değil. | Open Subtitles | دعيه يقود, لقد دفعنا له كسائق ..لا لأن يجلس هنا |
Her zaman buraya oturuyor değil mi? | Open Subtitles | حسنا انه دائما يجلس هنا .. اليس كذلك؟ |