Bu civarlardaki abartı meblağlara sahip eşyaları toplayan varlıklı kimseleri soyuyor. | Open Subtitles | لقد كان يسرق الأثرياء في المنطقة الذين كانو يجمعون الأشياء ببذخ |
Victus, başka bir diriliş gerçekleştirmek isteyen gruplar hakkında bilgi topluyor. | Open Subtitles | الفكترس كانو يجمعون الاستخبارات عن مجاميع يتحدثون عن احداث نهضة ثانية |
Bazıları kelebek toplar, bazıları da pul. Benim hobim ise spor karşılaşmaları. | Open Subtitles | بعض الرجال يجمعون الفراشات ، والبعض الطوابع ولكن هوايتي كانت دوماً الأحداث الرياضية |
Bir zamanlar komutanlar askerleri bir araya toplayıp toprak bir araziye düşman pozisyonunu simgeleyen kayalar yerleştirerek prova yaparlarmış. | Open Subtitles | في الوقت السابق كانت القادة قبل المعركة يجمعون قواتهم ويتدربون على مخططات المناورة على الصخور الوسخة لتصوير مواقع العدو |
Bunu görmeniz gerektiğini düşündüm. Biri onu içeride buldu. Eşya topluyorlardı. | Open Subtitles | فكرت أنه ربما يجب أن ترى هذا وجدناه في الداخل، يجمعون الٔأمتعة |
Çok kutsal adamlar. Kafiristan'ı dolaşarak Kutsal Şehir için bağış topluyorlar. | Open Subtitles | رجال مقدسون جدا , يمشون خلال كافيرستان يجمعون قرابين للمدينة المقدسة |
- Onlar güçleri toplama oldum, sizin toplamak edebilmek için yeterli kazanmak umuduyla. | Open Subtitles | لقد كانوا يجمعون القوى متمنيين أن يأخذوا ما يكفيهم لأخذ قواكم |
Bilirsiniz işte, Vancouver'da insanlar 7 gün 24 saat para kazanıyorlar ve yaptıkları tek iş bu. | Open Subtitles | لذا، تَعْرف في فانكوفر, الناس يجمعون المالَ 24-7 وهذا كُلّ ما يَعملونَ. |
Bütün antikacılar bunun gibi kitapları mı biriktiriyorlar? | Open Subtitles | هل كل تجار التحف القديمة يجمعون مثل هذه الكتب ؟ |
Denizin dibindeki ürünleri toplayan, avcılar ve çiftçiler vardı. | Open Subtitles | كان هناك صيادون ومزارعون من الغواصة يجمعون الحصاد من قاع البحر |
Vergilerini toplayan, gümrüğünü, posta sistemini yöneten yabancılar... | Open Subtitles | إن الأجانب يجمعون ضرائبها و أصبحوا مسئولين عن الجمارك الخاصة بها و نظامها البريدي.. |
Orkide toplayan veya bir sürü kuşu olan o yaşlı çiftlerden biri olacağız. | Open Subtitles | سنصبح أحد الأزواج كبار السن الذين يجمعون السحالب أو يربون الطيور. |
Robotlar çöpleri topluyor Güvenlik onlar | Open Subtitles | البروبوتات يجمعون القمامه فى المدينه الجديده الروبوتات يقفون كرجال آمن |
Suç laboratuvarı, kanıt kontrolü için bu tür değersiz eşyaları topluyor. | Open Subtitles | المختصين يجمعون اجزاء من الملابس يفحصونها بحثا عن دليل |
Josonlu halk tarafından kurulan Yardım Sevenler Derneği ordumuzun savaş giderleri için bağış topluyor. | Open Subtitles | أنصار أتحاد الروح الوطنية المنظمة التي كونت من قبل جوسون الآن يجمعون الأموال من أحل الجيش الأمبراطوري |
Kimileri de suç eşyaları toplar. Lindbergh Merdiveni, Ted Bundy'nin tırnak makası, ve bu. | Open Subtitles | بعض الناس يجمعون أدوات الجريمة قصاصات أضافر |
Çoğu katador bağımsız çalışıyor, sokaklardan çöp toplayıp, çok düşük fiyatlara hurdalıklara satıyorlar. | TED | معظم جامعي النفايات يعملون بشكل مستقل يجمعون النفايات من الطرقات، ومن ثم بيعها في ساحات الخردة بأسعار رخيصة للغاية |
Belki de sadece gezegenimizden örnek topluyorlardı. | Open Subtitles | ربّما كانوا يجمعون عيّنات فحسب من كوكبنا |
Şirketler günümüzde, çok fazla veri topluyorlar, yani yapabilecekleri ilk şey bu veriyi bağışlamak. | TED | الشركات اليوم، يجمعون جبالاً من البيانات، لذا أول ما يمكنهم فعله هو التبرع بتلك البيانات. |
Tele-pazarlamaya satacak bilgi toplamak için. | Open Subtitles | لكي يجمعون المعلومات ليبيعونها إلى البائعين من على الهاتف |
Bu bir iş, Ernie. Bundan para kazanıyorlar. | Open Subtitles | إنه عمل يا إيرني إنهم يجمعون النقود |
Ama yeni paleontologlar – benle aynı dönemde mezunlar- molekülleri biriktiriyorlar. | TED | لكن الموجة الجديدة من علماء الأحفوريات -- طلابي في الجامعة -- يجمعون العلامات الطبيعية. |
Avukatlar mahkeme salonlarında koşuştururken noterler bir kaç pul ile parayı kırıyor. | Open Subtitles | بينما المحامين يتنقلون بين قاعاتِ المحاكم. الموثّقين يجمعون المال مع بضعة أختام. |
10.000 yıl önce, Atacama ilk sakinleri... deniz tarafından yıkanan çakılları topladılar. | Open Subtitles | منذ عشرة آلاف عام كان السكان الأوائل للأتاكاما يجمعون الحصى الموجودة بالقرب من البحر |
Her yarım dönüşümde gemilerine geri dönüyorlar, harmanladığımız bütün ürünü de toplayarak. | Open Subtitles | كل نصف سنةٍ يرجعون بسفنهم يجمعون ما حصدناه |
Hani deprem veya kötü bir hastalık için para toplamak amacıyla TV'de yapıyorlar ya? | Open Subtitles | مثل عندما يحصل زلزال أو يريدون أن يجمعون مال لـ.. |
Dosya oluşturuyorlar"mış" demen hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | عدا أنّي لستُ مرتاحًا لقولك توًا: "كانوا يجمعون أركان قضيّة". |